MENZİLVANYA

Hasip Sarıgöz - Aralık 25, 2019 8:05 am A A

Birden fazla yönetim merkezleri var.

Merkezlerinin adı çiftlik veya köy…

Ama tam dört şeritli asfalt yolları var.

Ayağınız sözde köyün hiçbir yerinde çamura değmez.

Muazzam binaları, işyerleri, ticarethaneleri ve holdingleri bile var. Dahası, aynı anda tam 2000 kişinin namaz kılabildiği sıra dışı bir mimariye sahip camileri var.

Bitmedi.

Vakıfları, dernekleri, kolejleri, dinlenme tesisleri, turizm şirketleri, gazeteleri, dergileri, yayınevleri, radyoları, televizyonları ve hatta hastaneleri bile var.

Her gün köylerine veya çiftliklerine 50-60 otobüs dolusu insan gelip gidiyor. Tabi iyi bir otogarları da olacak. Yalnızca karadan mı? Hayır. Havadan da geliyorlar, helikopter pistleri dahi var.

Hareketlerine, onlar da “Hizmet Hareketi” diyorlar. Birileri pilavcıydı, bunlar ise çorbacılar…

Burası bir terör bölgesi olmadığı halde, devletten maaşlı kaleşnikoflu korucuları var. Burası bir köy ama, diğer köylere inat buranın bir de devlet hastanesi var.

Neredeyse her ilde zikir ve sohbet evleri var.

Şimdiye kadarki bütün seçimlerde onlar da, tulum çıkarırcasına AK Parti’yi desteklediler.

Müritlerine “Sofi” diyorlar, toplumun her kesiminden, siyasetin her katmanından, devletin her kurumundan Sofileri var.

İnancın içine para, paranın içine inanç girmiş! Liderlerin ise adeta ilahlaştırıldığı garip bir sistem…

Peki, bu sofi denilen adamlar emirleri kimden alıyorlar? Daha doğru soru şu: Eğer bir gün tercih yapmak zorunda kalırlarsa emirleri kimden alacaklar? Devlet kadrolarındaki amirlerinden mi, sözde köylerinde oturan şeyhlerinden mi?

Bakın ordumuzdaki görev yapan subay ve astsubaylar arasında dolaşan ilginç bir söylenti var. Doğru mudur bilmem, ama konunun vahametini ortaya koyması açısından son derece ürpertici. Söylenti kısaca şöyle: TSK’nın eğitim kurumlarından birine, denetme amacıyla üst düzey bir komutanımız gidiyor ve denetleme esnasında oradaki öğrencilerden birine (sınıf ve branşını kast ederek) “- Evladım sen necisin?” diye soruyor. Öğrencinin verdiği cevap ise hem çok ilginç, hem çok pişkince ve hem de çok ahmakça: “- Ben Menzilciyim Komutanım!”.

Görüldüğü üzere, bu konu bir zihniyet meselesidir.

İnancın içine paranın, gücün ve menfaatin girdiği bir sistem, iyi niyetli bile olsa şüpheli ve tehlikeli bir sistemdir!

FETÖ benzer bir zihniyetin ürünüydü ve giderek zehirlenmiş bir meyve idi. Şimdi o meyve koparıldı.

Peki ya bahçe?

O zehirli meyveyi yetiştiren bahçe ıslah edilebildi mi?

Hayır.

Öyleyse o bahçede başka başka zehirli meyvelerin gelişip olgunlaşmayacağına dair bir garanti var mı?

Yok!

Milletin istikbali ve Devletin bekası her şeyin üstünde değil mi?

Evet.

Öyle ise, devleti yönetenler açısından her şey; Kanal İstanbul gibi saplantılı projeleri gerçekleştirmek, yalan yanlış bile olsa her türlü algı operasyonu ile oy almak ve hayatta kaldıkça iktidarda kalmak olmamalıdır.

Bakın, tam da Öğretmen Kubilay’ın hunharca katledildiği Menemen Olayı’nın yıldönümündeyiz. Lütfen ders alalım ve unutmayalım; inanç, para ve gücün iç içe girdiği her cemaat veya tarikat gelecek için bir FETÖ adayıdır!

Pensilvanya bitti, peki ya Menzilvanya?

Hasip Sarıgöz

Bu haber 613 kez okundu.
Hasip Sarıgöz - 8:05 am A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.