VAY HALİNİZE!!!

DORUKTÜRK TRAKYA - Ocak 1, 2020 1:37 pm A A

“İsteseniz de, istemeseniz de!!!” diyerek, yıllardır birçok şeyi dayattığınız gibi, şimdi bunu da dayatıyorsunuz!

Neyi?

“Kanal İstanbul”u…

En az 60-70 milyar dolar lazım.

Bu para sizde var mı? Yok!

Ne yapacaksınız? “Al takke ver külah”… İyi de bu işin sonunu hiç düşündünüz mü?

Bilim insanları; yeraltı suları tuzlanacak diyorlar, duyuyor musunuz?

İstanbul Boğazı bir fosseptik boğazı haline gelebilir diyorlar, anlıyor musunuz?

İstanbul çürük yumurta kokusunu andıran sülfür kokusundan yaşanamaz hale gelecek diyorlar, dinliyor musunuz?

Boğaz’ın kendine özgü alt ve üst akıntı rejimini bozulacak. Marmara Denizi’nin tuzluluk oranları değişecek, denizin dibinde zaten alt sınırda olan oksijen seviyesi bitme noktasına gelecek ve Marmara’da deniz yaşamı sona erecek diyorlar, hesaba katıyor musunuz?

Bozulan akıntı rejimi nedeniyle, Karadeniz giderek daha tuzlu bir deniz haline gelecek. Bu doğal dengenin bozulması neticesinde başta kalkan ve hamsi olmak üzere, Karadenize özgü balık türlerinin tükeneceğini haber veriyorlar, idrak edebiliyor musunuz?

Küçükçekmece Gölü, Sazlısu Barajı bitecek ve İstanbul’a içme suyu sağlayan en önemli su toplama havzası olan Terkos gölü de olumsuz etkilenecek diyorlar, kulak asıyor musunuz?

Deprem uzmanları, açılacak kanal deprem fayları üzerindedir, çeşitli depremleri tetikleyebilir diyorlar, ciddiye alıyor musunuz?

Askeri uzmanlar, bu kanal nedeniyle Trakya’nın ve İstanbul’un savunması zorlaşacak diyorlar, kaile alıyor musunuz?

Madem boğaz yoluyla para kazanmayı düşünüyorsunuz, o zaman Montrö Sözleşmesi’ne göre, Boğazlar’dan geçecek gemilerden sıhhi kontrol, fener ve tahliye hizmetleri için ton başına 0,17 gram altın değerinde vergi ve harç alabileceğini, bu paranın 1983 yılına kadar tahsil edildiğini biliyor musunuz? Eğer biliyorsanız, geçmişteki yöneticilerin yaptığı tahsilatı durdurma hatasını yapmaktan vazgeçerek bu tahsilatı bundan sonrası için yapmayı neden düşünmüyorsunuz?

Mutlaka biliyorsunuzdur, boğazlar yoluyla yakıt taşıyan tankerlerin çok büyük bir bölümü “Büyük Tanker” statüsündeki gemilerdir ve bu gemilerin en küçüğünün su kesimi derinliği 23 metre, çoğunun su kesimi 28-35 metre… Sizin yaptığınız kanalın derinliği ne? 25 metre! İyi de o zaman siz bu büyük tankerleri yeni kanalınızdan, kanalın dibine yerleştireceğiniz kızakların üzerinden kaydırarak mı geçireceksiniz?

Büyük gemiler için daracık kalan kanalınızda bir gemi arızalanır, kazara batar, kontrolden çıkar veya yan yatarsa bu kanalı nasıl açacaksınız?

Diyebilirsiniz ki, milletin üzerine daha büyük bir mali yük yükleriz ve gerekirse kanalı daha derin ve daha geniş yaparız…

O zaman problem bitecek mi?

Biteceğini düşünüyorsanız o tankerleri ve büyük gemileri yüzdüren kaptanlara bir sorun bakalım, onlar ne diyor?

Adamlar diyor ki; İstanbul Boğazında Karadeniz’den Marmara’ya doğru yüzey akıntısının hızı 3-4 knottur. Buna rağmen kaptanlar Karadeniz’den Marmara’ya doğru olan yolu hiç sevmezler. Yeni yapılacak kanalda bu akıntı hızı yaklaşık 10 knot olacak! Hiçbir gemi kaptanı o daracık kanalda bu hızla Marmara’ya inmek istemez, çünkü bu akıl almaz bir seyirdir.

Yahu sizi destekleyen Celal Şengör bile “Kanal çevresi yapılaşmaya açılırsa facia olur!” demiyor mu?

Kanal çevresindeki değerli arazileri zaten yabancılar kapattı/kapatıyor. Yani çevresine yerleşimler kursanız bile bu milletin karı ne olacak?

Yoksa siz bu işi sırf CHP veya Millet İttifakı karşı çıkıyor diye mi yapıyorsunuz? Eğer öyle ise, yani sırf CHP’yi uyuz edebilmek adına, milletin sırtına bu kadar büyük bir yük yüklemek dine, imana ve vicdana aykırı değil mi?

İstanbul Boğazı’ndan rahatça geçen gemileri Kanal İstanbul’a nasıl yönlendireceksiniz, var mı mantıklı bir cevabınız?

Açıklamalarınızdan Montrö’yü beğenmediğinizi ve delmek istediğinizi anlıyoruz. Peki delebilecek misiniz? Neden soruyorum, çünkü Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne konu olan boğaz yalnızca İstanbul Boğazı değildir. Bir de Çanakkale Boğazı var ve o da aynı statüde. O zaman bir kanal da Saroz Körfezi’nden Marmara’ya mı açacaksınız?

Tabi bir de Rusya faktörü var. Bu Rusya size, o Montrö sözleşmesini kendi aleyhine olacak şekilde deldirir mi?

Bakın şimdi, Soçi’de İdlip konusunda anlaşmış olduğunuz halde Rusya İdlip’te ne yapıyor? İdlip’te olanlara lütfen bir de şu gözle bakın. Türk Hükümeti’nin Kanal İstanbul kararına ve Montrö tartışmalarına gereken cevabı Rusya, İdlip üzerinden veriyor olabilir mi?

2200 yıl önce Kartaca Komutanı Hannibal; filler ile Alpler’i geçmenin imkânsız olduğunu söyleyen komutanlarına cevap olarak demişti ki; “Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız”… Çünkü çok kararlıydı. Günümüzde de bazı emperyal emeller için, aynı Hannibal gibi çok kararlı olan emperyalister var. Şimdi onlar da KARADENİZ için, “Ya bir yol açacağız ya da bir Kanal açtıracağız” diyor.

Kim bu emperyalist güç?

Amerika…

Neden Amerika?

Çünkü bırakın dünyayı, uzaya bile istasyonlar kurabilen bu Süper güç, dünya üzerinde sadece bir denizde donanma bulunduramıyor.

Hangi deniz?

Karadeniz…

Neden?

Çünkü Montrö sözleşmesi var.

Eğer dediğiniz olur da, Karadeniz bir Amerikan askeri üssü haline gelirse veya sırf kanal yapıldı diye bu deniz, Amerika ile Rusya’nın güreş minderi haline gelirse bundan en zararlı çıkacak ülke hangisidir? Bunu hiç düşündünüz mü?

Neresinden bakarsak bakalım: Tarihi açıdan sorunlu, uluslararası sözleşmeler yönünden tehlikeli, siyasi açıdan şüpheli, askeri açıdan faydasız ve riskli, mali açıdan çok külfetli, ticari açıdan getirisiz, insani açıdan gereksiz, toprak, su, çevre ve ekolojik yaşam yönünden de tam bir facia olan anlamsız bir projeyle karşı karşıyayız!

Şimdi diyorsunuz ki, bu proje bir Devlet Projesi’dir.

Peki, Devlet ne için vardır?

Millet için…

Öyleyse milletin onayı olmayan hiçbir devasa proje devlet projesi olamaz!

Hele hele AKP’lilerin Cumhurbaşkanının dediği gibi “isteseniz de istemeseniz de yapacağız” gibi bir dayatmayla hiç olmaz.

Hani her sıkıştığınızda millet diyor ve ona yaslanıyordunuz ya…

Şimdi ne oldu?

Neden millete sormuyorsunuz?

Yoksa milletten de mi korkar hale geldiniz?

Eğer öyle ise, vay halinize?

Hasip Sarıgöz

Bu haber 743 kez okundu.
DORUKTÜRK TRAKYA - 1:37 pm A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.