ANLAMI YOK!

ANLAMI YOK!
REKLAM ALANI
Yayınlama: 12.05.2025
8
A+
A-

Uluslararası hukuka göre bilinir ki; savaşlar, barışlar ve anlaşmalar devletler arasında yapılır.

Devletler: Terör örgütleriyle savaşmazlar, barış ve anlaşma da yapmazlar.

Ne yaparlar?

Devletler, terör örgütleriyle mücadele ederler ve onlara yönelik (mali, askeri, siyası, psikolojik ve sosyolojik) operasyonlar yaparlar.

Ne zamana kadar?

Terör örgütü tamamen tükenip bitene ve yok olana kadar, ya da kayıtsız şartsız gelip devlete teslim olana kadar.

Teröristin kendiliğinden teslim olması, kanunlara göre yargılanması sırasında, alacağı cezayı hafifletici bir sebep oluşturabilir. Lakin hiçbir teröristin, (hiçbir eyleme katılmamış olsa dahi) kendisi teslim oldu veya pişman oldu diye salıverilmesi söz konusu değildir.

Hele ki, terör örgütünün liderlerine bir maaş bağlanması, fiziki veya hukuki bir koruma sağlanması gibi şeyler düşünülemez bile.

Şimdi Türk Milleti’ne yeniden dayatılan bir açılım süreci var.

Neden dayatılan diyorum?

Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi, dolayısı ile Türk Millet bu işin içinde değil. Ona sorulmayan ve ondan olur alınmadan yapılan her icraat, antidemokratik bir dayatmadır!

Hele ki bu dayatma, bir tek adamın veya bir tek adam ile bir yarım adamın aldığı kararlarla uygulanıyorsa, bu yapılan hukuksuz bir dayatmanın dik alasıdır!

Ne yazık ki, bu dayatmanın adına da “Barış Süreci” diyorlar.

Eğer ki, AKP: Adına KCK/PKK denilen bu eli kanlı terör örgütünü “Devlet” yerine koymuş ve sözüm ona bir barış yapıyorsa, bu yok hükmünde bir uygulamadır, üstelik büyük de bir suçtur!

Detaylarını bilmediğimiz için, konuyu mecburen ihtimaller üzerinden değerlendiriyoruz. Ak göt kara göt elbet bir gün ortaya çıkacak, işte o zaman dananın kuyruğu kopacak ve sorulması gereken hesaplar da sorulacaktır.

Lakin daha işin başındayken her Türk vatandaşının hakkı olduğu gibi, vatanın ve milletin bekası açısından bazı şeyleri daha şimdiden sorgulanması lazımdır.

Çünkü gelecek bizim geleceğimiz, vatan bizim vatanımız, devlet de bizim devletimizdir. Bunların hiçbiri, geçici olarak yönet diye görev verdiğimiz bir parti veya hükümetin değildir.

Unutmayalım ki, gelecek de, egemenlik de bizimdir.

Eğer bu eşkiyalar silahlarını PYD’ye veya KDP’ye; yani Mazlum Kobani’ye ya da Barzani’ye teslim edeceklerse bunun bir anlamı yok! (Çünkü bu durumda hangi silahın hangi eylemde kullanıldığını ve toprağa koyduğumuz evlatlarımızı hangi canilerin şehit ettiğini hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Öğrenemeyeceğiz demek, hesap da soramayacağız demektir.)

Ağır silahlarını veya mühimmatlarını PYD veya KDP’ye, sadece bellerindeki kıytırık tabancalarla ellerindeki demode kaleşleri Türk Ordusu’na teslim edeceklerse yine bir anlamı yok!

Silahlarını bırakıp, kendileri PYD/YPG’ye, PEJAK’a PÇDK’ya veya KDP’ye katılacaklarsa hiçbir anlamı yok!

Eğer ki, sadece PKK silah bırakıp teslim olacak, ama KCK dağıtılmayıp; PYD, PEJAK ve PÇDK olduğu gibi kalacaksa bu iyice anlamsızdır! (Çünkü bu, PYD, PEJAK ve PÇDK’nın Türkiyenin altını oymaya devam etmesi, ama buna mukabil Türk Ordusu’nun bölücü ve yıkıcı terör unsurlarının başını ezmek için, bir daha sınır ötesi harekat yapamayacak olması demektir.)

Eğer bu eşkiya sürüleri, yargılanmadan toplumun içine salıverilecekse yine bir anlamı yok!

Ya da göstermelik bir Habur yargısı gibi bir tiyatroyla serbest bırakılıp, davul ve zurnalarla karşılanıp ve yine otobüslerin üzerinde il il, ilçe ilçe birer kahraman gibi gezdirileceklerse anlamı yok!

Teröristler yaptıkları eylemlerin bedelini ödemeden, ülkemizde öyle rahatça yaşayacak ve hatta politika yapabileceklerse anlamsız!

Örgüt yöneticisi teröristler, başka bir ülkeye gönderilip, orada bedelini Türk Milleti’nin ödeyeceği birer maaşa bağlanacaklarsa hem haksız, hem anlamsız!

Terörist başı aldığı canların, akıttığı gözyaşı ve kanların bedelini ödemeden, makbul adam olcaksa ve hatta gelip Gazi Meclis’te konuşabilecekse bir anlamı yok!

Bütün bunlar, şehitlerimizin kemikleri sızlatılarak ve şehit ailelerizin gönülleri kırılarak yapılacaksa hiçbir anlamı yok!

Eğer ki bu sürecin sonu, DEM’lilerin sürekli ima ettikleri gibi, vatan topraklarımızın üzerinde: Çok dilli bir bölünmeye, anayasal bir bölünmeye, hukuksal bir bölünmeye, kültürel bir bölünmeye, fiziksel bir bölünmeye, özerkleşmeye ve daha da ötesi bir devletleşmeye gidecekse bırakın anlamını, konuşmaya değer bir yanı dahi yok!

Hep anlamı yok, anlamı yok diyoruz ya…

Öyle değil.

Bütün bunların aslında, çok büyük bir anlamı var.

Eğer ki AKP, bu süreci böyle götürecekse!

Bilin ki, AKP: Türk Milleti’ne sormadan, kendine verilen yönetme ve karar alma yetkisini de aşarak, KCK’yı bir devlet olarak tanımış ve PKK, PYD, PÇDK ve PEJAK’ı da birer ordu olarak kabul etmiş demektir!

Bilin ki, AKP; haddini aşmış ve (sözde) bir Barış Antlaşması yapıyor demektir!

Bilin ki, AKP; Irak’taki Barzanistan ve Suriye’deki Mazlumistan’ın ardından, Türkiye’nin de bölünmesini kabul etmiş ve vatan topraklarımız üzerinde Bölücü Kürtçü bir terör devletinin kurulması konusunda bölücülerle uzlaşmaya varmış demektir!

Bilin ki, AKP için; ne vatanın bütünlüğü, ne milletin bağımsızlığı ne de Devletin bekasının hiçbir önemi yok demektir!

Bilin ki, AKP’nin nazarında: Ne şehitlerimizin verdiği canların, ne gazilerimizin akıttığı kanların ne de şehit ailelerinin döktüğü gözyaşlarının hiçbir kıymeti harbiyesi yok demektir!

Bilin ki AKP; bu onursuz, haksız ve hukuksuz icraatını Türk Milleti’ne kabul ettirmek için Millete karşı Psikolojik Harekat yapıyor demektir!

Bilin ki, vatanseverleri, sırf bu ihanet projelerine engel olamasınlar diye zindanlara tıkmıştır!

Bilin ki AKP; Türk Milleti’ne çok büyük bir kazık atıyor demektir!

Bilin ki, AKP ve yöneticilerinin tamamı vatana ve millete karşı çok büyük bir ihanetin içindedir!

Daha da ötesi vatana ihanet suçunu işleyen AKP, yalnızca bir hain değil, aynı zamanda Cumhuriyet tarihinin en büyük Türk düşmanıdır!

Eğer ki böyle ise, kendine düşman olan bütün unsurlarla sonuna kadar savaşmak ve Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek her Türk evladının birinci vazifesidir.

Bu durumda AKP yok hükmündedir.

AKP Hükümeti fiilen düşmüş durumdadır.

AKP Hükümeti’nin altına imza attığı bütün sözleşmeler kadük ve bütün icraatları ilga edilmiştir.

AKP yöneticileri ise; (AKP’li Hükümet yetkililerinin bu konularda vermiş oldukları kanunsuz/hukuksuz ve geçersiz emir ve talimatları yerine getiren devlet görevlileri ile birlikte) en kısa zamanda tutuklanarak, vatana ihanetten yargılanmak zorundadır.

Lamı cimi yok.

Eğer öyle ise, bu sürecin tek anlamı budur.

“- Eeee Bahçeli?” Dediğinizi duyar gibiyim…

Haklısınız.

Bir zahmet onu da, hala daha MHP’li kalabilenlere sorun.

Sorun.

Çünkü bu DEM’li sorun, çok büyük bir sorun!

HASİP SARIGÖZ

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.