Hasip Sarıgöz - Eylül 7, 2018 12:15 am A A

 Sayın Partili ve Taraflı Cumhurbaşkanı;

60 küsur yıl sonra Yunanistan’a gittiniz. Ziyaretiniz hayırlı uğurlu olsun.

Yandaş ve kandaş basınımız da sizin bu ziyaretinizi; 
• “Erdoğan’dan Yunanistan’a Lozan Ayarı”,
• “Erdoğan’dan Yunanistan’a Tarih ve İnsanlık Dersi”,
• “Atina’da Lozan Dersi” gibi yaldızlı manşetlerle verdi.

Eksik olmayın, Batı Trakya’daki kardeşlerimizin sıkıntılarına değindiniz ve bu konuda Lozan’ın tam uygulanmasını talep ettiniz.

Çok memnun olduk. İnşallah bu meşru talepleriniz oradaki soydaşlarımızın yanan yüreklerini biraz olsun soğutur.

Havuz medyanızdaki yıldızlı, yaldızlı lafları ve içi boş şişirilmiş cümleleri bilmem, ancak sizin gezinizde yalnızca bizim görebildiğimiz cümleler ve can kulağı ile dinlediğimiz halde bir türlü görüp duyamadığımız konular da vardı.

Bu konular maalesef ki hiç de parıltılı, yıldızlı ve yaldızlı konular değildi. Tam tersine tarihimize gri ve kara sayfalar ekleyecek kadar üzüntü verici şeylerdi.

Siz; Lozan’a göre Batı Trakya’daki Türk soydaşlarımızın kendi dini liderlerini seçme hakları vardır. Biz Türkiye’deki Rum azınlığın bu hakkını veriyoruz ve kolaylaştırıyoruz (mealen) dedikçe…

Onlar; “Reformlar başka ülkeleri ilgilendiren bir konu değil. Biz reformları uygulayacağız ve bu bizim meselemiz” dediler. Yani bu konu Yunanistan’ın iç işidir, sizi ilgilendirmez dediler.

Siz ise sadece; “tabi bunu iç meseleniz olarak görmek tabi güzel bir düşünce. Bizim ona aykırı bir şey söylememiz mümkün değil. Ama müsaade ederlerse herhalde ricada bulunmamız isabetli olur” diyebildiniz. Unutmayınız Sayın Cumhurbaşkanı, sizin deyiminizle “iki ayyaş”tan birinin imzaladığı o Lozan, sizi bu konuda “ricacı” değil “hak sahibi” yapıyor.

Peki, siz; “Eeeyy Çipras ne iç işi, bu Lozan’dır Lozaaan, onun gereğidir, Lozan’ı uygulayacak ve soydaşlarımızın haklarını vereceksiniz” diyebildiniz mi? Hayır!

Bu mudur verdiğiniz tarih dersi?

Biz yandaş basınınızın verdiği haberlerin aksine sizin;

“Sen Sinod Meclisi (meclisin TC vatandaşı üyeleri azalmış ve) Patriği seçmekten düşmüştü ve ben o zaman sayın patriğe haber gönderdim, bize bu noktada bazı isimler gönderin, biz onları (Türkiye ile alakasız papazları) vatandaş yapalım ve onlar Sen Sinod Meclisi’ne girmiş olsunlar ve sizdeki seçim meşru olsun. Ve bize isimler geldi, 7 idi ben bu çağrıyı yaptığımda 17’ye çıktı. Şu anda 17 tane Sen Sinod meclisinin dini elemanları var” dediğinizi duyduk ve bu icraatınızla Fener Rum Patrikhanesi’ne can ve nefes verdiğinizi gördük. Bu mudur ayar?

Yine “Daha da ileri gideceğim, mesela patrik yurtdışına çıkmak istese, Lozan’a göre Eyüp Kaymakamlığının müsaadesi ile çıkabilirdi. Biz bunun önünü açtık” dediğinizi işittik. Bu iki hamlenizle Lozan’ı bizzat kendinizin deldiğinizin farkında mısınız acaba? Bu mudur verdiğiniz ayar?

Başka şeyler de söylediniz. Mesela; “Sümela’yı yapıyoruz, biz yapıyoruz. Yapılan yer şartları öyle zor bir yer ki, dağ yamacı adeta. Sümela Manastırı’nı koşullar zor da olsa bitireceğiz ve tüm Hristiyan dünyasının hizmetine sunacağız.”!!!

“İstanbul Balat’ta patrikhanenin kısa bir mesafede Demir Kilise namıyla maruf bir kilise var. Bitiyor ve 7 Ocak’ta Boyko ile birlikte açılışını yapacağız” diye söylediniz.

Sayın Erdoğan, görüyoruz ki şartlar zor bile olsa kiliseler onarıyor ve kiliseler açıyorsunuz. Daha önce de “Ya Allah Bismillah” diyerek bir kilise açmıştınız. Sizdeki bu kilise sevdasını maalesef anlayabilmiş değiliz. Sayın Erdoğan, Hıristiyan dünyasına hizmet etmek Müslüman bir Cumhurbaşkanına mı kaldı? Hıristiyan dünyasına hizmet etmek bu kadar önemli mi sizin için? Bu mudur ayar?

Siz, “Türkiye’de işkence idam söz konusu değil” dediniz ve Yunanistan’a sığınan darbecilerin geri verilmesini istediniz…

Onlar ise, “Yunanistan bir hukuk devletidir. Yunanistan erkler arasında ayrıma büyük önem atfetmekte. Ve temel ilkesi bu hukuk devletinin, yönetim ve yargı arasındaki bağımsızlıktır. Yunanistan yargısının kararları bağımsız şekilde alınır ve saygıyla karşılanır” diyerek size hukuk dersi vermeye çalıştılar.

Peki, Sayın Cumhurbaşkanı; daha geçtiğimiz 15 Temmuz’da bile meydanlara toplanan partililerinizin “idam, idam” sloganlarına karşı bir şey dediniz mi? “Bu ülkede idam söz konusu değildir” diyebildiniz mi? Tam tersine “Hükümet bu idam konusunu önüme getirirse hemen onaylarım” demediniz mi?

Sayın Partili Cumhurbaşkanı Türkiye’de idamın söz konusu olmadığına siz inanıyor musunuz ki, Çipras’ı inandırmaya çalışıyorsunuz?

Peki ya Çipras’ın “Yunanistan bir hukuk devletidir. Yunanistan erkler arasında ayrıma büyük önem atfetmektedir” sözüne karşılık, “Türkiye de bir hukuk devletidir, kuvvetler ayrılığı ise olmazsa olmazımızdır. O zaman Yunan yargısının adil bir karar vererek bu darbeci hainleri kısa zamanda Türkiye’ye iade edeceğine inancımız tamdır. Yunan yargısı adil olduğunu ispatlayarak bu adamları en kısa zamanda bize iade edecektir” diyebildiniz mi? Bu mudur insanlık ve hukuk dersi?

Biliyorsunuz Yunanistan Lozan’a aykırı olarak Ege’deki adaları (12 Adalar) silahlandırdı, askeri üsler kurdu, askeri hava alanları ve helikopter pistleri inşa etti! Yani gözümüzün içine baka baka Lozan’ı deldi. Bu konuda bir şey dediniz mi?

Hayır.

Bu mudur Lozan ayarı?

Evet, birçok konuya değindiniz, değindiğiniz konular Türkiye’nin uluslararası hukuka ve antlaşmalara uygun haklı talepleri idi. Size müteşekkiriz. Lakin bir konu vardı ki, gündeme getirmenizi çok umduk ve bekledik… Fakat her nedense bu konuda gıkınız bile çıkmadı.

Bu konu neydi?

Yunanistan’ın işgal ettiği adalarımız!

İşgal edilen adalarımızın iade edilmesini neden talep etmediniz?

Konuyu bilmeyip karıştıran ve bu yüzden de bize iftiracı yakıştırması yapan okurlarımız var. O yüzden bir daha üzerine basa basa açıklamak istiyorum. Bahsettiğimiz bu adalar Balkan Harbi’nde elimizden çıkan ve adına 1’inci Lozan da denilen 15 Ekim 2012 tarihli (Lozan’ın sahil semti) Uşi (Ouchy) Antlaşması ile kaybedilen ve daha sonra 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan (2’nci Lozan) Antlaşmasına da konu olan 12 Adalar değildir.

Peki nedir?

Bizim sözünü ettiğimiz adalar daha yeni, 2004 yılından buyana Yunanistan tarafından peyderpey işgal edilen adalardır. Hem sayısı da 12 falan değil, 17 ada ve bir kayalık, yani tam 18 tane Türk adasıdır.

Daha geçen gün değerli Silah Arkadaşım Emekli Albay Mehmet Tuğrul Bey ile görüştüm. Diyordu ki Mehmet Albay: 
“Yunanistan’ın halen işgali altındaki 17 ada içerisindeki, Eşek Adası’na, Kara Harp Okulu 3’üncü sınıf öğrencisiyken, zannederim 1980 yılı Temmuz ayında, 4’üncü Öğrenci Taburu olarak, amfibi harekâtı icra ederek (Deniz çıkarma tatbikatı) çıktık. Ada’yı ele geçirip, kıyı savunma esaslarına göre, işgal, tahkim ve mevzilendik ve bir geceyi de o adada geçirdik. O zaman bu tip eğitim ve tatbikatlar bu adalarda uygulanıyordu. AKP’nin dediği gibi, eğer Eşek Adası Yunanistan’a aitse, Kara Harp Okulu öğrencileri olarak biz, kandırılıp adayı işgal mi ettik? Ada bizimse şimdi Yunanlının orada ne işi var? Bizi kim kandırıyor?” diye soruyor.

İşte canlı tanıklar halen ortada. Demek ki, yakın dönemde Sayın Binali Yıldırım’ın dahi pasaportla gittiği bu adalara, 1980 yılında ve daha sonrasında hiç kimse pasaportla girmiyormuş.

Şimdi bu adalarımızda Yunan askerleri var, ağır silahları var, topları var, namluları ise Türkiye’ye çevrilmiş durumda. Bu adalar üzerinde Yunan okulları ve kiliseler inşa edilmiş durumda, vali tayin edilmiş durumda, Yunan ordusu tarafından hava sahamız sürekli ihlal edilmekte, uluslararası hukuka aykırı olarak askeri tatbikatlar yapılmakta. Mangallar yapılıp uzo içilmekte ve Türkiye’ye karşı sirtaki oynanmaktadır!

Buna yürek mi dayanır Sayın Erdoğan?

Yanlış anlamayın şu anda bu devletin başında siz varsınız onun için bir vatandaş olarak size soruyoruz.

Niçin sesiniz çıkmaz, sizin namusunuza emanet edilen Türk toprağını niçin savunmazsınız? Niçin Ege sularındaki Türk vatanına sahip çıkmazsınız? Bu mudur vatan sevgisi? Bu mudur devlet adamlığı, bu mudur büyük devlet tavrı, Türk töresi bunu mu gerektirir, bu mudur ayar?

Son sözüm ise, her şeyi tozpembe göstermeye çalışan saygın medyamıza…

Yerim sizin ayarınızı.

NOT: Yukarıdaki fotoğraf 21 Aralık 2016 tarihinde, işgal altındaki Türk toprağı Eşek Adasında çekilmiş bir fotoğraftır. Fotoğraftaki rütbeli şahıs Yunan Genelkurmay Başkanı Oramiral Apostolakis, elindeki çubukla bir hedefi gösteren şahıs işgalci bir Yunan askeri, hedef olarak gösterilen yer ise Türkiye’dir.

Hasip Sarıgöz, Türkiye, 8 Aralık 2017

Bu haber 476 kez okundu.
Hasip Sarıgöz - 12:15 am A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.