BM’nin Prens Selman’ı suçlayan Kaşıkçı raporundaki kanıt, Türk istihbaratının aldığı ses kaydı

Dünya - Haziran 20, 2019 1:50 pm A A

Kaşıkçı cinayetinden Suudi devletini sorumlu tutan ve Veliaht Prens’in soruşturulmasını gerekli kılan inandırıcı kanıtlar olduğunu söyleyen BM raporunda, MİT’in konsoloslukta yaptığı dinlemeye takılan ses kayıtları kanıt olarak kullanıldı. İnfazcılar “İlk kez yerde kesiyorum… Kurbanlık hayvan geldi mi” derken duyuluyor.

BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard’ın Suudi muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesi ile alakalı olarak raporunda Suudi devletinin sorumlu tutulup Veliaht Prens Muhammed bin Selman için “Bireysel sorumluluğunun soruşturulmasını haklı çıkaran inanılır kanıtlar var” denilmesi öne çıktı. Raporda infazcıların Kaşıkçı’yı nasıl öldürdüğüyle alakalı tüyler ürperten yeni bilgiler içeren bir ses kaydına da yer verildi.

Daha önce Kaçıkçı’nın öldürülmesinin ses kaydının Ankara’nın elinde olduğu ve ekim sonunda Türkiye’yi ziyaret eden CIA Başkanı Gina Haspel’a MIT Başkanı Hakan Fidan tarafından dinletildiği basına yansımıştı. BM raporunda eldeki kanıtın Türk istihbaratının yaptığı ses kaydı olduğu belirtildi.

Rapora göre 2 Ekim sabahı saat 10-11 arası 15 Suudi yetkili ikiye ayrıldı.

5’i Suudi Konsolos’un konutuna gitti: Mansour Othman Abahussain, Naif Hasan Alarifi, Abdulaziz Mohammed Alhawsawi, Khalid Aedh Alotaibi, Meshal Saad Albostani.

Kalan 10’u konsolosluk binasına gitti: Mohammed Saad Alzahrani, Maher Abdulaziz Mutreb, Waleed Abdullah Alshehri, Fahad Shabib Albalawi, Badr Lafi Alotaibi, Dr. Salah Mohammed Tubaigy, Mustafa Mohammed Almadani, Thaar Ghaleb Alharbi, Saif Saad Alqahtani, Turki Musharraf Alshehri.

13.02’de konsolosluk binasında Kaşıkçı’nın içeri girmesinden dakikalar önce Mutreb ile adli tıp uzmanı doktor Tubaigy arasında bir konuşma geçti. Mutreb “Cesedi (tek) torbaya koymak mümkün olacak mı” diye sordu. “Hayır, çok ağır” yanıtını veren Dr. Tubaigy, diğer yandan kolay olacağı umudunu dile getirip şu şekilde konuştu:

“Eklemler ayrıştırılacak. Sorun değil. Beden ağır. İlk kez yerde kesiyorum. Plastik torbalar alıp parçalara ayırırsak, biter. Her birini sararız.”

Rapora göre deri yüzmeye de atıf yapıldı.

Dr. Tubaigny “Doğrudan sorumlu olduğum yöneticinin ne yaptığımdan haberi yok. Beni koruyacak kimse yok” diye endişe belirtti.

Konuşmanın sonunda Mutreb “Kurbanlık hayvan geldi mi” diye sordu.

13.13’te bir ses “Geldi” dedi.

13.15’te Kaşıkçı cep telefonunu dışarda bekleyen Hatice Cengiz’e bırakmış halde konsolosluğa tek başına girdi.

Raporda Türk istihbaratının Kaşıkçı’nın konsolosluğa girdikten sonra 10 dakika içerisinde öldürüldüğü değerlendirmesi aktarıldı.

Kaşıkçı içeri girdiğinde tanıdığı bir tarafından karşılanmış gibi gözüktü ve ikinci kattaki başkonsolosun ofisine çıkarıldı. Kaşıkçı’ya Suudi Arabistan’a dönüp dönmeyeceği soruldu ve ‘gelecekte dönmek istediği’ cevabı alındı. Bunun üstüne Kaçıkçı’ya “Seni geri götürmek zorundayız. Interpol’den emir var. Interpol senin geri gönderilmeni talep ediyor. Seni almaya geldik” denildi.

“Bana karşı bir dava yok ki. Dışarıdaki bazı kişileri uyardım, beni bekliyorlar, beni bekleyen bir şoför var” karşılığını veren Kaşıkçı, daha sonra şoförün değil, nişanlısının kendisini beklediğini söyledi.

Suudi yetkililer kendisine sık sık “Uzatmayalım” dedi.

13.22’de Mutreb Kaşıkçı’ya telefonu olup olmadığını sordu ve oğluna mesaj göndermesini istedi.

“Beni kaçırıyorlar demem” cevabını veren Kaşıkçı’ya “Kısa kes. Ceketini çıkar” talimatları verildi.

Kaçıkçı “Bir elçilikte bu nasıl olur? Hiçbir şey yazmam” dedi, “Kısa kes” diye bastırılırken, “Hiçbir şey yazmam” diye tekrarlayınca şunlar söylendi:

“Yaz Bay Cemal. Acele et. Bize yardım et ki, biz de sana yardım edebilelim, çünkü eninde sonunda seni Suudi Arabistan’a geri götüreceğiz ve bize yardım etmezsen sonunun ne olacağını biliyorsun, bırak, bu iş iyi bitsin.”

13.33’te Kaşıkçı “Bu havlu nedir? Bana uyuşturucu mu vereceksiniz?” diye sorup “Sana anestezi yapacağız” cevabını aldıktan sonra arbede sesleri duyuldu.

Ardından şu konuşmalar geçti:

“Uyudu mu?”, “Kafasını kaldırdı”, “Bastırmaya devam et”, “Şuraya bastır, elini kaldırma, bastır”…

Rapor şu şekilde devam etti: “Türkiye’deki istihbarat yetkililerinin değerlendirmeleri Kaşıkçı’ya yatıştırıcı enjekte edildiği ve sonra naylon torbayla boğulduğu yönünde. Türk istihbaratı, 15 kişilik Suudi ekibinin üyelerinin bir ipten de söz ettiğini not etti, ama bağlamak için mi yoksa taşımak için mi kullanıldığı ya da hiç kullanılıp kullanılamadığını belirleyemedi. Plastik örtülerin sesi, Türk istihbaratının vardığı sonuca göre, Kaşıkçı’nın ölümünün ardından Suudi yetkililerin cesedi parçaladığı sırada çıkan ses. Türk istihbaratı 13.39’da testere sesi tanımladı.”

Raporda daha sonra şöyle denildi:

“Türk istihbarat yetkilileri, bu noktada Özel Raportörün yazılı not almasına izin vermedi. Bundan sonra aktarılan konuşmalar, (Özel Raportörün) hafızasında kalanlardan nakledildi.

Rapora göre Kaçıkçı cinayetinin görüldüğü Suudi mahkemesi, sanıkların isimlerini, haklarındaki suçlamaları ve aleyhlerindeki kanıtları resmen kamuoyuna açıklamadı. Türk yetkililer tarafından kimlikleri belirlenen Suudi suikast ekibinin 15 üyesinden bazıları resmen suçlanmadı.

Üstüne üstlük sanıklar arasında, Batılı hükümetlerin Kaşıkçı cinayetiyle ilgili yaptırım uyguladığı Suudi yetkililer yer almıyor. Bunların en önde gelenleri de Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın danışmanı Saud al-Qahtani (Suud Kahtani) ve İstanbul Başkonsolosu Mohammed al-Otaibi (Muhammed Uteybi).

Rapor sayesinde al-Otaibi’nin cinayeti organize etme ve koordinasyonu sağlamadaki rolü de ilk kez gözler önüne serildi. Bu da cinayetin bir takım yetkililerin kendi başlarına kalkıştıkları bir operasyon olmadığı, emrin en üst makamdan geldiğinin kanıtlarından biri.

Kaynak Sputnik

Bu haber 753 kez okundu.
Dünya - 1:50 pm A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.