KIBRIS MİLLİ DAVAMIZDIR

Saadet Partisi Edirne İl Başkanı Ali Demirkıran, Kıbrıs üzerinde yürütülen pazarlıkları tehlikeli ve yanlış bulduklarını söyledi.
01 Şubat 2016 Pazartesi 22:12
 Avrupa Birliği ile görüşmelerin ‘’bugün ne vereceksin, yarın ne vereceksin’’ şekline dönüştüğüne dikkat çeken Demirkıran, “Avrupa Birliğine girmek için Kıbrıs’ın Rum kesimine teslimi son derece yanlıştır” dedi.

        Ali Demirkıran açıklamasında şunları söyledi; “Kıbrıs’ta federe devlet, federasyon söylemleri yeniden konuşulmaya başladı.  2004 yılında Annan planında yapılan hata Kıbrıs’ın Rumların eline geçişine sebep olacaktı. Şimdi de Annan referandumundaki hataların tekrarlanmaması için basiretli hareket edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Federasyon 1960’ tan 1974’ e kadar denendi, sonuçlar görüldü. Çünkü Rumlar, federasyonu hileli bir şekilde kullandı. Bugün Rumlar federasyonu Kıbrıs’ı tamamen almak için istiyor. Türkiye ise AB ye üye olabilmek için istiyor. AB Bakanı ‘Kıbrıs’ta çözüm (!) gerçekleşirse 13 fasıl üzerindeki Rum kesimi blokajı kalkar’ diyor. Güney Kıbrıs’ı AB üyesi yapanlar Rumların Türkiye’nin AB üyeliğini pazarlık konusu yapacağını bilmiyor muydu?  Elbette biliyordu. Adım adım tuzağın içine çekiliyoruz.  

        AKP hükümeti, işbaşına geldiği ilk zamandan beri Kıbrıs konusunda  ‘çözümsüzlük çözüm değildir’ demek suretiyle yanlış bir politika içine girdi.  2004 yılında yapılan Annan referandumunda AKP hükümeti evet oyu çıkması, yani KKTC ‘nin sona erdirilmesi manasına gelen ’evet’ oyu kullanılması için bütün gücünü kullandı. Türk tarafından çıkan ‘evet’ sonucu iyi ki Rum tarafının ‘hayır’ oylarıyla durduruldu. Böylece Annan planı kabul edilmemiş oldu. Ancak bu günlerde gerek hükümet, gerek se de AB Bakanı çok yakında çözümün olacağını söylüyor.  Avrupa Birliğine Girmek İçin Rum tarafının itirazlarının kaldırılması bahane edilerek Kıbrıs, Rum’a teslim edilecek.

        Herkes biliyor ki, Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün tek sorumlusu Rumlardır. Buna rağmen Türkiye ille de çözüm olsun diye KKTC’nin varlığına son verecek bir tutum içinde. Aslında çözüm Kıbrıs barış harekâtı ile sağlanmış,  Rumların katliamına son verilmişti.  Bunun kanıtı 1974 ten beri kan akmamasıdır. Ada da barışın ve huzurun hâkim olmasıdır.  Ayrıca dünyanın her yerinde Müslüman ülkeleri bölmeye çalışan batılılar Kıbrıs’ı birleştirmeye çalışıyor.  Aslında durum açık. Irak, Suriye, Yemen, Libya bölününce, Kıbrıs ise birleşince kan ve sömürü mümkün olur.  

        BM Kıbrıs Özel Danışmanı, kontrolün Rumlara geçmesi yönünde görüş bildirerek, Kıbrıs’ta çözüm için Türkiye’nin bile anlaşmaya hazır olduğu bir fırsat yakaladıklarını  (31. 7. 2015)  söylemişti.

        Son açıklamalarda askeri birliklerin adadan çekileceği söyleniyor.  Bu bir nevi Kıbrıs’tan vazgeçmek demektir. Kıbrıs Türkiye’nin savunma kilididir. 1699’ dan beri toprak kaybediyoruz. Kıbrıs ilk ileri hamledir. Batı bunu hazmedemiyor. Umarız hata yapılmaz!”

DORUKTÜRK MERKEZ, EDİRNE