KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı muazzam bir akıl oyunu yaptı?

Neden “muazzam” kelimesini kullandım?
Sürecin adım adım üzerinden geçelim.
Ne demiştir KKTC’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı Akıncı?
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İngiliz The Guardian’a verdiği mülakatta Türkiye’ye ekonomik bağımlılığı azaltma arzusunu dile getirdi. Akıncı Türkiye’ye bağlanma ihtimalini ‘korkunç’ sözleriyle yorumladı.
Yarım asırlık bölünmüşlükten sonra tek işler çözümün federal bir çatı altında yeniden birleşme olduğunu savunan Mustafa Akıncı, bu başarılamazsa, Kuzey Kıbrıs’ın daha fazla bağımlı hale geleceği ‘Ankara tarafından yutulabileceğini’ ve ‘de facto Türkiye iline dönüşebileceğini’ dile getirdi. İngiliz gazetesinin ‘Kırım tarzı ilhak ihtimali’ sorusunu ‘korkunç’ diye yanıtlayan ve ‘Türkiye’nin kendi çıkarlarına aykırı’ diye değerlendiren Akıncı, kendi vizyonunun tümüyle farklı olduğunu belirtti.
AB içinde “Birleşik Kıbrıs”‘tan söz eden Akıncı, içişlerinde bağımsız, dış ilişkilerde Suriye’deki Fransız mandasına bağlı Hatay Devleti’nin 1939’da referandumla Türkiye’ye bağlanmasını kabul eden Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’i de hedef alarak “İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım” dedi.
Nisan sonu Adada Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Akıncı tecrübeli bir siyasetçi. Şunu çok iyi biliyor ki Türkiye’yi kızdıracak sözler sarf etmesi anında Türkiye’de karşılık bulacak ve bu tepki kendi seçmen kitlesi tarafından zafer olarak algılanacak.
Ve öyle de oldu!
Akıncı bir çapari attı. İktidar sözcüsünden, Devlet Bahçeli’ye kadar şu an için üç veya dört kişi oltaya takıldı.
Akıncı’ya haklı olarak yapılan tepki dolu açıklamaların şiddet derecesi arttıkça Akıncı puan toplamaya devam ediyor edecek de!
Ve maalesef Pazar ve Pazartesi günü tabana yayılacak tepkilerde diplomatik dil tamamen bırakılacak sokak ağzı ile küfre kadar varan eleştiriden çıkan hakarete varan sosyal medya paylaşımlarına şahit olacağız.
Daha önce de defalarca yazdığım şeyi tekrar dile getirmek istiyorum.
Akıncı gibileri yaratan bizzat Türkiye Cumhuriyeti Erkidir.
Hatalı olan bizleriz!
Kocaman olmuş bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletimiz var ve biz ona hala “Yavru Vatan” diyerek üstten bakmaya devam ediyoruz.
Onun Cumhuriyet olduğunu, bir Devlet olduğunu artık büyüdüğünü kabullenmiyoruz.
Yaptığımız her yardımı nerede ise hakaret derecesinde, gözlerine soka soka yapıyoruz. Ne tarımını, ne sanayiini büyütmek için bir şey yapıyoruz.
Türkiye’nin arka bahçesi gibi Kumar oynamaya ve kaçamak yapmaya gidilen gözden uzak bir yer algısı var. Bu algıyı kim yarattı?
Biz ağabeylik yapabildik mi kardeşimize?
Saçma sapan Sudan’dan bilmem nereden, kullanmadığımız, tarım için toprak kiralamak yerine Yeşil Adayı teşvik etsek yönlendirsek Tarım Sektörü de Hayvancılık Sektörü de uçar giderdi.
Türkiye öksürse KKTC zatürre oluyor. Ve buna tepki gösteren birileri çıkıyor. bugün için Rum’a yarın İngiliz’e sarılacak. Çünkü artık TC’nin kan dökerek tekrar geri aldığı bu topraklar mutsuz.
Bizim asli görevimiz Akıncı gibilerin ortaya çıktığı ortamı yok etmek.
Mutlu bir Kıbrıs Türkü ve bir mutlu bir vatan oluşturmak.
Hatay’ın tamamını da adaya yığsak oy ve denge uğruna; Türkiye mantığı ile yönlerdiğimiz için başarılı olamıyoruz.
Hem Türkiye’de hem KKTC’de mutsuz birer halk yarattık.
Sonuç; Devlet Bahçeli’nin sözlerinin altına imza atarım. Doğrudur ama?
Aması var.
Parmak sallamak yerine hem TC için hem KKTC için nerelerde yanlış yaptık diye kendimize soracağız. Ve sorunları ivedi çözeceğiz.
Yoksa bir Akıncı gider başka Akıncı gelir.
Rum Seviciler türediyse suçlu biziz. Para verdik, bütçe oluşturduk ama büyüyen koca devlet olan Cumhuriyete hala “Yavru” muhabbeti yaptık, sevgimizi vermedik, saygı göstermedik.
Akıncı gibileri oluşturduğumuz için Kıbrıs Türkü’nden özür diliyorum.
O sert açıklamaları yapanlardan da aynı özrü dilemelerini istiyorum.