Mehmet Mahmut Yıldız: “GÖZÜM VARDI GÖRDÜM, SÖZÜM VARDI SÖYLEDİM”

Mehmet Mahmut Yıldız. Yaklaşık 12 yıldır tanıdığım güzel bir insan.
Ben kendisinin siyasi yönünü biliyorum, iş veya ticaret yapmışlığımız yok.
Şahlanış Hareketi olarak oluşumun Genel Başkanı Murat Altun’un her daim sorgusuz sualsiz
adeta askeri disiplinle yanında olmuş bir karakter.
Sonrasında Altun’un Genel Başkanlığı bırakmasından sonra davayı üstlenen ve Partileşme sürecini
Altun’un sıcak bakmamasına rağmen gerçekleştiren bir irade.
Evet bugün kendi sosyal medya hesabından aşağıdaki metni bütün çıplaklığı ile kaleme alıp paylaşan
bir mert adam.
Üstad, öncelikle yazmış olduğun kitabın TUNGA’dan çıkan “GÖZÜM VARDI GÖRDÜM, SÖZÜM VARDI SÖYLEDİM”in
bol satışlı olmasını ve kaliteli insanlara ulaşmasını, okunmasını diliyorum.Yolun ve bahdın açık olsun.

SABİH SAMUR

BEN ARTIK YOKUM

(SAYGIDEĞER KAMUOYUNA DUYURU)

İnsanlar, idealleriyle ve bu ideallere ulaşmak yolundaki umut ve inançlarıyla var olurlar. Bir gün o inanç ve umutları yitirirlerse “Artık yeter!”diyerek kenara çekilirler. Yıllarını sivil toplum faaliyetlerine ve siyasi çalışmalara adayan Mehmet Mahmut Yıldız da sonunda “ ARTIK YETER!” noktasına varmış bulunuyor.

İlk gençlik yıllarımda aktif olarak sendikacılık, sendika temsilciliği yaptım. Yöresel vakıf ve derneklerde, ayrıca merkez sağda yer alan siyasi partiler bünyesinde faal olarak görev yaptım. Bu süreç içerisinde, yolum çeyrek asır kadar önce ŞAHLANIŞ HAREKETİ ve onun kurucu lideri Murat ALTUN ile kesişti. Hareketin öngördüğü DAYANIŞMACI TOPLUMCULUK anlayışının bu ülkenin ve insanımızın dertlerine çare olacağına inandım. Hareketin kurucu lideri MURAT ALTUN’un bu yolda başarılı olacağına güvendim.

ŞAHLANIŞ HAREKETİ’nin 3 F (FEDAKÂRLIK, FERAGAT VE FERASET) anlayışını; VEFA ile taçlanan 3 S (SEVGİ, SAYGI, SADAKAT)e dayalı insanlık anlayışını benimsedim ve hayat düsturum yaptım. Bu harekete katıldığım günden bu güne kadar hep bu ilkelere uygun davranmaya gayret ettim. Almaktan çok vermeyi önceledim. Ailemden esirgediğim zamanı, maddi kaynaklarımı, gücümü de zorlayacak biçimde bu hareketin hizmetine sundum.

ŞAHLANIŞ HAREKETİ 2011 yılında dernek sıfatıyla tüzel kişilik kazandı ve o tarihten itibaren de statüsü dernek de olsa siyasetin tam ortasında yer aldı. Muhalefetteki boşluğu doldurmak amacıyla hiçbir şart ileri sürmeden diğer siyasi partiler ve siyasi hareketlerle istişarelerde bulundu. Ancak siyasi bünyeye hakim olan BEN virüsü nedeniyle bunda başarılı olamadı.

Ben kişisel olarak ŞAHLANIŞ HAREKETİ’nin partileşmesinin gerektiğini savundum. Bu yolda çalışmalar yaptım. Hareketin Lideri Sayın Murat ALTUN’un bu konuda istekli olmamasına rağmen vazgeçmedim. Halka açık pek çok toplantıya ev sahipliği yaptım. Bu yoldaki en büyük ve geniş katılımlı toplantıyı ise 28 / Eylül 2020 yılında, siyasetin duayeni değerli şahsiyetlerin de katılımıyla BİLECİK’te gerçekleştirdik. Partileşmenin netleşeceğini umduğum bu toplantı, Hareketin Lideri Sayın Murat ALTUN’un konuya olumsuz bakışı nedeniyle sonuç vermediği gibi, ardında önemli kırgınlıklar bıraktı.

Bütün bunlara rağmen ben partileşme idealimden vazgeçmedim ve birkaç gönül eri arkadaşımın desteği ile 2022 yılının ocak ayında ŞAHLANIŞ PARTİSİ’nin kuruluşunu sağladık. Ben de Kurucu genel Başkanlığa layık görüldüm. Bilahare, partinin ilerlemesi ve gelişmesini sağlamak için hareketin lideri SAYIN MURAT ALTUN’un partinin başında olmasını elzem gördüm. Partimizin kurucu üyelerinin de bu yoldaki iradelerine saygı duyarak ŞAHLANIŞ PARTİSİ Genel Başkanlığı’nda istifa ederek parti içinde fedakârca görev yapmaya devam ettim. Partinin genişlemesi, teşkilatlanması, yeni üye kaydının sağlanması yolunda yoğun çaba harcadım. Bu yolda partimize yarar sağlayacak insanların aramıza katılması için çalıştım ve bunda başarılı da oldum.

Ancak zaman içinde Şahlanış Partisi’nin kurumsal işleyişinde ciddi sıkıntılar olduğunu gözlemlerdim. Bu sıkıntıları aşmak için harcadığım tüm çabalara rağmen, duvara tosladım ve yaralandım. Partinin temel düsturu 3 F ve 3 S ilkelerinin hayata geçirilemediğini, BEN duygusunun aşılamadığını gördüm. Partime ve onun siyasette kazanacağını umduğum zafere olan inancımı yitirdim.

İçinde bulunduğum bu ruh hali içerisinde ŞAHLANIŞ PARTİSİ içinde siyaset yapmanın benim için bir anlamı kalmadığını gördüm. Bu nedenledir ki KURUCU GENEL BAŞKANI, YÜKSEK İSTİŞARE KURULU BAŞKANI ve bu güne kadar mensubu bulunduğum ŞAHLANIŞ PARTİSİ’ndeki üyeliğimden ve partideki tüm görevlerimden istifa etmeye ve bunu siz değerli kamuoyuyla paylaşmaya karar verdim. Halen de ŞAHLANIŞ HAREKETİ’nin temsil ettiği DAYANIŞMACI TOPLUMCU ANLAYIŞA halen inanıyorum. Hareketin 3F ve 3 S ilkelerinin de ülkemiz insanlık için gerekli olduğuna eminim; ancak BUNDAN SONRASINDA BEN YOKUM.

Tavrım bu kadarla da sınırlı değil. Yalnız ŞAHLANIŞ PARTİSİ’nden değil, siyaset sahnesinden de tümüyle çekiliyorum. Bundan sonra hiçbir siyasi faaliyette aktif olarak yer almamaya kararlıyım. Bu uzun siyasi yolculukta en büyük sıkıntıyı başta saygıdeğer eşim olmak üzere ailem çekti. Onlardan bu güne kadar esirgediğim zamanı, maddi kaynakları artık ailemle paylaşmaya kararlıyım. İçimde hedefine ulaşamamanın burukluğu elbette var. Ancak bu yolda elimden geleni yapmış olmanın huzuru içindeyim.

Bu uzun ve çileli yolculuğumdan geriye kalan özel bir mirastan söz etmezsem kendime haksızlık etmişi olurum. Özellikle son 10 yılda, ülkemizin siyasi ve sosyal gündemine ilişkin yüzlerce yazı yazdım ve bunları kamuoyuyla paylaştım. Bu yazılarım TUNGA YAYINLARI’nın değerli emekleriyle “GÖZÜM VARDI GÖRDÜM, SÖZÜM VARDI SÖYLEDİM”adıyla kitap olarak okurlarıyla buluştu. Yakın siyasi tarihimize ışık tutan bu eser, benim en büyük gurur kaynağım ve en değerli hazinem oldu. İyi ki yaşadım, iyi ki yazdım.

Bundan sonrası için; yıllarımı verdiğim ŞAHLANIŞ DÜŞÜNCESİNE VE ŞAHLANIŞ PARTİSİ’ne bundan sonraki fikri ve siyasi yolculuğunda başarılar diliyor, bu harekete karınca kararınca destek veren herkese en kalbi minnet ve saygılarımı sunuyorum.

MEHMET MAHMUT YILDIZ