OYUNA GELMEYELİM

Sevgili kardeşlerim, milletini, vatanını ve devletini karşılık beklemeden seven, sebep ve sonuç eleştirisi yapabilen ve doğruyu görüp de söyleyenlere Türkiye de siyasetin kapıları maalesef kapalı.

Memleketimiz de ki siyaset sistemi nedeni ile, medya ve parayla parlatılan çıkarcı ve menfaatperest tipler siyaset yapabiliyor. İşin en kötüsü de bunlar akıllarına getiremedikleri makam ve mevkilere gelip milletin başına püsküllü bela oluyorlar. Gerçek devlet adamı niteliğinde insanların siyaset yapması gerekir. Ama halkımızın okumama ve bilmeme hastalığı ve başına geleni tez unutma alışkanlığı, dini siyasete alet edenlere olan aptallığa varan aymazlığı, tevekkülle acılara (toplu katliamlarda bile sessiz kalma) katlanması nedeni ile bu olumsuzlukları yaşıyoruz.

Bu çok bilinmeyenli denklem haline gelen siyasi sistemimiz, yeni bir siyasi partiler kanunu ve seçim kanunu yapılmadan asla çözülmeyecek. Bu kanlı ve acı dolu süreç son 35 yıldır emperyalistlerin güdümündeki ihanet şebekeleri emperyalistlerin taşeronu, Türk milleti düşmanı hain örgütler tarafından asimetrik savaş olarak sürdürülüyor. Parası bol olan doymak ve durmak bilmeyen aç ve hunhar haçlı zihniyeti, kendi insanlarının kanı yerine sömürüp kazandıkları dolar ve avrolarla bu kahpe savaşı sürdürüyorlar. Terörün baronları onları kullanan ülkelerde lüks içinde yaşarken, gariban insanlarımızın çocukları sözde dava insanı olarak çeşitli şekilde hayatlarını kaybedip yok oluyorlar. Geride kardeşin kardeşe düşmanlığı, kin nefret ve büyük acılar kalıyor. Bu kısır döngüyü çeviren haçlı zihniyeti başarılarının sevinci ve kazanımları için de sevinç çığlıkları atarak halimize gülüyorlar.

Bakın Müslüman ülkelerdeki yaşanan olaylara. Bunların tek benzeri var mı, bize bunları reva gören ülkelerde?      Yok değil mi? Olmaz tabii, çünkü tuzağı kuran onlar. Savaşın alt yapısı olarak etnik köken ayrılığını, dini inanç ayrılığını, mezhep ayrılığını bahane edip, olağan üstü istihbarat faaliyetleri ve kışkırtmalarla bu kanlı asimetrik savaşı lehlerine çevrilmiş şekilde sürdürüyorlar.

Gün uyanık olmak, tehlikeyi görmek, provokasyon ve kışkırtmalara kapılmadan, aklı selim ve birlik ve beraberlik içinde olma günüdür. Keşke bunları yazacağım olaylar olmasa da ülkemizde toplumsal barış ve huzur ortamında aziz ve necip milletimiz güzel vatanımızda mutlu bir şekilde geleceğin günlerine ulaşsa.

Atinin Türk ulusu, daha güçlü devlete, daha mamur vatana, daha barış ve esenlik dolu günlere ulaşır inşallah.          Bil vesile selamlarımla…

Temel Atay