Çalışmak zorundayız; o tank yürümek zorunda

Bu saatten sonra (“girilmemeliydi”, “biz söylemiştik” filan bunlar artık dünde kalan söylemler)
Türkiye’nin geri adım atması, zaten az olan caydırıcılığımızı eksilere düşüreceğinden mümkün değildir. Ne yaşanacaksa yaşanacak.
Askerlerimiz sahada iken bizlerde Türkiye ekonomisine katkıda bulunan onu oluşturan iş insanı, çiftçi, esnaf, zanaatkâr, öğrenci, emekli, sanatçı, devlet memuru olarak toplumda hangi sıfat ve unvan ile iş üretiyor olursak olalım işimize gücümüze aşımıza bakmak zorundayız.
Marangoz mobilyasını üretecek, manav meyvesini, kasap etini satacak. Belediye hizmet üretecek.
Öğrenci dersine yoğunlaşacak. Ses sanatçısı sesini, ressam resmini icra edecek.
An itibari ile mahalle baskısı oluşturmaya çalışan; “böyle zamanda yemek mi yenirmiş, canlı müzik mi olurmuş?”, “alışveriş yapmayın”, “paranızı bankaya yatırmayın”, “yarın savaşa giriyoruz ne olacağımız belli değil” diyenlere itibar etmeyin sosyal medyada desteklemeyin.
TSK sahada görevini canı pahasına icra ederken, sivil de ekonomiyi ayakta tutmak için gerçek hayatta hangi işle iştigal ediyorsa tüm gücü ile işine bakacak. Bakmak zorunda.
Şunu unutmayalım ekonominin dişlileri büyüğü ile küçüğü ile durduğu ve artık dönmediği an inanın cephedeki tankın paleti de dönmeyecek. Her şey birbirine bağlı.
Çalışmak zorundayız; o tank yürümek zorunda.
Türkiye bir eşiğe girdi ve geçmek zorunda.
Bunu hep beraber çalışarak başaracağız.
Allah aziz Türk Milletinin silahlı kuvvetlerinin ve sivilinin yar ve yardımcısı olsun.