Karamollaoğlu’ndan Erdoğan’a ‘kutuplaşma’ çağrısı

GÜNCEL - Kasım 21, 2018 1:52 pm A A

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Erdoğan’a çağrıda bulunarak, “Artık Türkiye’nin kutuplaşmayı kaldıracak gücü kalmamıştır” dedi.

 

 

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen Karamollaoğlu, “Buradan iktidara ve Cumhurbaşkanına seslenmek istiyorum. Bu kutuplaşmayı bitirecek en önemli merci sizsiniz, seçimlere gittiğimiz şu süreçte siyasi partilerin genel başkanlarını bir araya getirmeli, kardeşlik ve dostluk tesis edilmelidir. Artık Türkiye’nin kutuplaşmayı kaldıracak gücü kalmamıştır” dedi.

Dünya Çocuk Günü vesilesiyle Yemen’de yaşanan çatışmalara da dikkat çeken Karamollaoğlu, “Bugün Yemen’de çocuklarımız ne yazık ki açlıktan ölüyor. Suriye’de, Filistin’de, Arakan’da ve daha birçok yerde savaş, hastalık ve açlık sebebiyle çocuklarımız zarar görüyor. Ülkemizde ise bunun farklı bir boyutu ile karşı karşıyayız. Bir yanda uyuşturucu ve alkol kullanımı ilkokul sıralarına kadar inmişken diğer yanda ise 700 den fazla çocuk anneleri ile hapishanelerde yaşamaktadır. Bu sebeple yeryüzündeki bütün mazlum ve mağdur çocukların esenlik ve huzura kavuşmasını temenni eder, yaşanan acıların, haksızlıkların son bulmasını niyaz ederim” ifadelerine yer verdi.

 

Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satır başları;

“Önümüzdeki cumartesi günü de 24 Kasım Öğretmenler Günüdür. Öncelikle bütün fedakar ve cefakar öğretmenlerimizin öğretmenler günün kutluyorum. Biz ‘Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum’ diyen ve ‘İlim Çin’de dahi olsa gidip alınmasını’ emreden kadim bir inancın mensuplarıyız.

ATANAMAYAN ÖĞRETMENLER

Bir harf değil, bütün hayatlarını bir neslin yetişmesine adayan öğretmenlerimiz elbette her türlü övgünün üzerindedir. Bugün ne yazık ki öğretmenlerimiz bırakın kırk yılık hatrı 40 günlük itibar dahi göremiyor. Hemen hemen her gün medyada öğretmene şiddet haberleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Bunun yanı sıra öğretmenlerimizin aldığı maaş ne yazık ki verdiği emeği hiçbir şekilde karşılamıyor. Atanamayan öğretmenler, KHK’lı öğretmenler ise yürek parçalayan bir başka sorunumuzdur.

Siyaset kurumu olarak bizlere düşen öğretmenlerimizi senede bir gün hatırlamak değil, her şart altında öğretmenlerimize üstlendikleri bu ulvi görev ve sorumluluğa uygun imkanları sağlamak olmalıdır. Öğretmenlerimizin hak ettiği değeri bulduğu bir eğitim sisteminin kurulması temennisi ile öğretmenler gününü tekrar kutlarım.

KHK İLE İHRAÇ EDİLEN DOKTORLAR

Malumunuz olduğu üzere KHK ile ihraç edilmiş doktorların, özel hastanede çalışmasını engelleyen yasa tasarısı uzun süre tartışıldı.

Hatta komisyondan da ilgili 5. Madde geçti. Neyse ki yapılan uyarılar dikkate alınarak bu karardan vazgeçildi adeta insanları canlı birer ölü haline getirecek olan bu yasayı iptal eden ve iptal edilmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Sadece sağlık sektöründe değil, diğer meslek gruplarında da yaşanan bu tür adaletsizliklerin bir an önce son bulmasını temenni ederiz.

KANAL İSTANBUL DEĞİL KALAN İSTANBUL’DUR

Bu haftanın bir başka önemli gündemi ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanının adeta bir müjde gibi takdim ettiği Kanal İstanbul Projesi kapsamında 10 yeni köprünün yapılacağını açıklaması oldu. Sayın Bakan yaptığı açıklamada; “Mevcut yapıların Kanal İstanbul Projesi’ne uygun deplasmanının yapılmasıyla ilgili ihalelere 2019’un başında başlamayı düşünüyoruz. Kanal İstanbul’un inşaatının 2020’ye kalmaması lazım” diyerek zannederiz ki ülkemizin aciliyetli bir problemini dile getirdi. Biz ne yazık ki iktidarın parayı betona ve toprağa gömme sevdasını anlayamıyoruz anlamakta güçlük çekiyoruz. Bu projede merak ediyoruz acaba iktidar bir define arayışı içerisinde mi ki bu kadar ısrar ediyorlar. Daha önce de belirtmiştik bugün sorunumuz Kanal İstanbul değil kalan İstanbul’dur. Bu projenin Türkiye’ye getirisi ve götürüsü iyi hesaplanmalıdır. Fizibilite raporları kamuoyuna açıklanmalıdır.  Bizim endişemiz Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik girdabın daha da derinleşmesidir.

TÜRKİYE’Yİ İSTANBUL’A BÜYÜK TEHDİT ARZ EDİYOR

Bakınız bugün hükümet yaptığı her proje ile ne yazık ki iç göçü arttırıyor. Tarım bitti, hayvancılık bitti, sanayi bitti, esnaf kan ağlıyor kepenk kapatan kapatana. Ne yazık ki insanlar bir iş bulurum umudu ile büyükşehirlere özellikle de İstanbul’a göç ediyor. Bugün Türkiye nüfusunu İstanbul’a yığmak hem İstanbul hem de Anadolu için büyük bir tehdit arz ediyor adeta toprak insansızlaşıyor, insan topraksızlaşıyor. Bakınız son yapılan araştırmaların birisinde herkes memleketinde yaşasa illerin nüfusu ne olurdu? Sorusunun cevabı şu şekilde ortaya çıkıyor. Şanlıurfa: 2,70 milyon, Konya: 2,54 milyon, İstanbul: 2,53 milyon, Diyarbakır: 2,21 milyon olurdu, Ankara: 1,99 milyon, İzmir: 1,97 milyon olurdu. Bugün Anadolu’yu gözetmez, gerekli yatırımların yapılmasını sağlamazsanız. Yarın ortaya çıkacak felaketlerin sorumlusu siz olursunuz.

BEYİN GÖÇÜ

Geldiğimiz noktada ülkenin yetişmiş insanları Türkiye’yi terk ediyor. Bakınız Türkiye’den yurtdışına göç eden sayısı 2017 yılında 254 bin’dir. Göç edenlerin; 76 bini İstanbul’dan, 27 bini Ankara’dan, 15 bini Antalya’dan, 14 bini Bursa’dan 10 bini İzmir’den göç etmiştir. İktidar beyin göçünü tersine çevirmek için ülkesine dönen bilim adamları ve akademisyenlere 24 bin lira aylık maaş vereceğini ilan etti. Bugün bu insanları para ile geri getirebileceğini zannedenler yanılırlar. Adaletin tesis edilmediği Arg-ge için gerekli ortamın bulunmadığı bir ülkeye para ile yetişmiş insanları getiremezsiniz.

ARTIK TÜRKİYE’NİN KUTUPLAŞMAYI KALDIRACAK GÜCÜ KALMAMIŞTIR

Bugün ekonomik sıkıntılarımız gibi bir başka büyük problemimiz ise ülkemizde hızla artan kutuplaşma ve gerilim siyasetidir.
Bunun en son örneğini ne yazık ki bir ilçe belediye başkan adayının canlı yayında yaptığı açıklamada gördük. Belediye Başkan Adayı yaptığı açıklamada, “İlçe içinde bir tane başka parti arabası görürsem şimdiden kendilerine mezar kazmaya başlasınlar” diyor. Buradan seslenmek istiyorum savaşa değil seçime gidiyoruz. Kutuplaşma ve gerilimden ancak bu ülke zarar görür. Milletin tercihini sandık belirler. Tehdit ve baskılar değil. Bu talihsiz açıklama ile alakalı hem ilgili parti hem de devletimizin üzerine düşeni yapması elzemdir. Buradan iktidara ve Sayın Cumhurbaşkanına seslenmek istiyorum. Bu kutuplaşmayı bitirecek en önemli merci sizsiniz, seçimlere gittiğimiz şu süreçte siyasi partilerin genel başkanlarını bir araya getirmeli, kardeşlik ve dostluk tesis edilmelidir. Artık Türkiye’nin kutuplaşmayı kaldıracak gücü kalmamıştır. Her zaman söylediğimiz gibi biz bütün uyarılarımızı bir kardeşlik vazifesi olarak yapıyoruz.”

 

Kaynak MilliGazete

Bu haber 340 kez okundu.
GÜNCEL - 1:52 pm A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.