ONURLU bir ADAM (MEN OF HONOUR) ve AMPUTE MİLLİ TAKIMIMIZIN ZAFERİ “ASLA VAZGEÇME”

H. Çiğdem Yorgancıoğlu - Ekim 23, 2018 2:21 pm A A

Dalgıçlık yaklaşık otuz senedir maviliklerdeki tutkum. Bu nedenle olabildiğince takip ederim su altı temalı filmleri. Bende “asla vazgeçme” motto ve temasına dair kalıcı izler bırakan bir film var ki onu hiç unutmam. Yönetmenliğini George Tillman Jr’ın icra ettiği 2000 yapımı bu biyografik, askeri dram kategorisindeki  filmin adı Türkçe’ye Onurlu bir Adam olarak çevrlen “Men of Honor”  1966 yılında Charleston South Carolina’da su altı sahnelerinin ardından, düşen  B-52 bombardıman uçakla sulara son anda bırakılan 50 megatonluk yüksek tahrip gücüne sahip nükleer başlığın aramaları için gerçekleştirilen  dünyanın en büyük su altı araştırma operasyonunun haberi TV’de  duyulurken  Bill Sunday de elleri bağlı şekilde filmin  ilk sekansında karşımıza çıkıyordu.Aynı anda ekranda da Carl Brashear görünmektedir.  

  

Sonrasında flashback  üzerinden öyküyü okuyorsunuz. Sonora Kentucky 1943 yılına geri uzanıyor  film. Kentucky’li bir çiftçinin oğlu olan Carl Brashear çocukluğundaki başucu kitabına varıncaya kadar donanmaya tutkundur. Büyür ve hayallerinin önünde engel tanımayan bir genç olur. Yine bu  hayalleri doğrultusundaki hayatı yaşamak gayesiyle 1948 de 17 yaşında babasından aldığı bir radyoyla ailesinin de rızası ve teşvikiyle deniz kuvvetlerine katılmak üzere otobüse biner ve  evini terkeder. Gitmeden hemen öncesinde Babası ona hep ‘Asla vazgeçme… “en iyisi ol, gerekirse kuralları yık, verilen her söze inanma buraya da bir daha geri dönme”, gittiğin yerde durum güçleirse ki güçlecektir asla bunları unutma der. Genç Carl’ ın aklına ve yüreğine yerleşir bu sözler Radyo üzerinde de  buna dair sözcükler yazılıdır. A.S.N.F …. Bir kısaltma A Son Never Forgets- Bir oğul asla unutmaz. Babasının sözlerinin akılda kalmasına atıftır bu inisiyaller.

 

Deniz kuvvetlerinde ilk durağı mutfak olur Carl’ın. Izgaranın başında hayalleriyle yaşadığı gerçekliğin arasındaki mesafeyi kapatmanın planlarını yapmaktadır.  Kanunlara göre her ne kadar siyahilerle beyazlar eşit olsa da ordu ve donanmada koyu bir ırk ayrımın güdülmekte olduğu 1940’larda(1948)  Deniz kuvvetlerine  katıldıktan sonra (U.S. Navy Diver,)  Carl ilk kez kuralları masumane bir uslupla Siyahilerin denize girmesinin yasak olduğu bir günde güverteden suya atlamak suretiyle yıkar.  Ceza aldığı sırada kendisine olayları nasıl açıklayacağına yönelik soru yöneltildiğinde sessizliğindeki isyana meyli olmayan masumane iyi halli tutumu  neticesinde  Arama ve Kurtarma ekibine alınır. Hemen akabinde de bu konudaki başarısını kanıtlar. O sırada geçirdiği akciğer embolisi nedeniyle dalıştan el çektirilen ve emirlere de itaat etmediği için askeri yargılama neticesinde  Deniz kuvvetlerinde uzman dalgıç rütbesi sökülen (indirilen) Sunday giderek daha asabi ve aggresif hale gelmiştir. Artık bir eğitim çavuşu olarak vazifeye devam edecektir. Aradan 2 yıl geçer film New Jersey’de Dalgıç Okulunun( “Salvage School in Bayonne.” ) giriş kapısı önünde  bir sekansa geçer.

 

Carl  2 sene boyunca Dalış Okulu’na katılmak için mütemadiyen cevap alamadığı yüzden fazla mektup yazmaktan ve sürekli reddedilmekten hiç yılmaz.  Carl’ın eğitim çavuşu Billy Sunday (Robert de Niro) , Carl’’I farekedeli çok olmuştur. Dalgıç Okulu kapısına yanaşan arabanın içinde istifini bozmadan  yüz vermemekte, piposunu tüttürrken güneş gözlüklerinin arkasından bile Carl’ın tutkularını  pek umursamadığı hali belli olan .eski Usta Şef Deniz Kuvvetleri Dalgıcı – Ex Master Chief Billy Sunday, dalgıçlıktaki başarısının yanısıra sorun çıkarıcı (trouble*-maker) huysuz aksi  özellikleriyle de bilinmektedir.. Carl’I donanma dalgıcı olma sevdasından vazgeçirmek niyetinde pek çok yola başvurur. Bunlar arasında daha ilk geldiği günlerde kafasının su dolu bir kovaya sokulması da dahildir. Ancak Carl’ın  azminde, tutkularında ve kararlılığında bir değişiklik olmaz . Hatta kendisine ardı ardına çıkarılan müşkülatların ardından su altında orantısız bir müsabakaya dönüşen ağzı açık çuvalden denize boşaltılmış demonte ekipmanları tek tek sualtında soğukta bir araya getirerek flanş montaj  gerçekletirme  hedefini dokuz  saat otuzbir dakikada gerçekleştirdiği anlar filmin çarpıcı görüntülerinin olduğu anlarda bile..  Kararlılık arkasından gelen zaferin getirdiği gözyaşlarım o saniyeleri daha da  biricik hale getiriyordu.

 

Önce ana  gemisi Tripoli sonra da . Sonra da başarılarının ardından  nakledildiği Opportune.  dalış ve kurtarma gemilerindeki üstün başarıları bir hayli kayda değerdi. Sonrasında film ilk başladığı sekanstan devam ediyordu.1966 yılı Brashear’ın hayatında bir dönm noktası olacaktı.   İspanya Palomares şehri yakınlarında çakılan B-52 Bombardıman uçağından radardan kurtulmadan önce düşen (mürettebatın braktığı bombalardan biri) nükleer başlığın Ruslardan önce bulunması ve etkisiz hale getirilmesi misyonunu üstlenmişti Brashear  Bayonne’da. Zira Amerikan Deniz Kuvvetleri denizaltıarla bu çalışmaları yaparken Ruslar’da aynı işe sıvanmışlardı.

 

Ne var ki her seferinde üstesinden geldiği sorunlar sonrası ,kader O’nu daha da zor sınavlardan geçirmiştir. Yukarıda resimde filmden bir sekans yer almakta ve Carl Brashear’ın esasen dalgıç elbisesinden görünmese dahi  tek bacağı amputedir. Proteze rağmen Usta Şef Dalgıç olmanın imtihanı ise bir hayli zordur. Esasen filmin tamamını anlatmak yerine izlemeniz için de az da olsa duygusal bir bağ kurmak suretiyle seyretme heyecanı yaratmak istedim.

 

Carl sakatlandıktan bir kaç yıl sonra kendisi ve Sunday beklenmedik bir biçimde bir araya gelirler. Sisteme karşı duramamı ve kendisini alkole vermis olan çavuş Carl’a Deniz Kuvvetleri bürokrasisini yenmesi, bir bacağını kaybetmenin eksikliğini Washington’daki test sırasında  290 pounds (130 kg) kilo ağırlığı bertaraf ederek üzerinden atması ve orduda bir tarih yazması için yardım eder. 1968’de göreve dönen Carl emekli olduğunda, Deniz Kuvvetleri’ndeki en yüksek rütbe olan , Usta Dalgıç ve Şef Dalgıç ünvanına sahip olmayı başarmıştır.  

 

Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa Ampute Futbol Federasyonu- The European Amputee Football Federation  (EAFF) Avrupa Şampiyonası final maçında Vodafone Park’ta  İngiltere’yi 2-1 yenerek Türkiye,’yi  şampiyonluğa taşıyan Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu (TBESF) bünyesindeki ay-yıldızlı Milli Takımımızın ilham verici başarısı bana Donanma Dalgıcı olma hayalinin önünde kimsenin  duramadığı 1950 ve 60’lı yıllarda Deniz Kuvvetleri’nde tehlikeli dalışlar yapan ve Donanmada bu mevkilere gelen ilk Afro-Amerikan olma başarısını kazanmış  azimli Carl Brashear’ın (Cuba Gooding Jr.)  gerçek yaşamdan alınarak beyaz perdeye uyarlanan hayat öyksünü anımsattı . Dilerim ki hem bu filmi hem de milli takımımızın maçının görüntlerini izlersiniz.

 

Bu vesileyle Ay Yıldızlı sporcularımızı canı gönülden tebrik eder, takımın başarılarının daim olmasını temenni ederim

 Çiğdem Yorgancıoğlu, 10 Ekim 2017 İstanbul

https://www.amputeefootballscotland.co.uk/copy-of-about

http://www.ntv.com.tr/galeri/spor/ampute-futbol-milli-takimimiz-avrupa-sampiyonu-oldu,ElprA5_y5U–g9ETG4TYaQ

 

Men of Honour movie snapshots   https://www.youtube.com/watch?v=9IxUdFJlcDo   —  https://www.youtube.com/watch?v=swvGuQI9XZI

Bu haber 821 kez okundu.
H. Çiğdem Yorgancıoğlu - 2:21 pm A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.