SON SÖZ HENÜZ SÖYLENMEDİ

 Rum-Yunan ikilisinin ve Dış güçlerin içimizdeki beslemeleri başlarını Deve Kuşu gibi kuma sokup çevrelerinde yaşananları göremez oldular.
“Barış, Barış!” diyerek kendi Halkının yıkımını zevkle arzuluyorlar.
Onlar için Devletin ortadan kalkması hiç de önemli bir durum değildir.
Onlar için Halkımızın mağdur olması ve tekrar Göçmen durumuna sokulması hiç önemli değildir.
Onlar için Kıbrıs Cumhuriyetinde azınlık konumuna düşürülmemiz hiç önemli değildir.
Onlar için Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü hiç önemli değildir.
Onlar için önemli olan Kıbrıs Rumlarının Mülkleridir.
Kendi Halkının haklarını korumak yerine Rum’ların haklarını korumak daha önemlidir.
Rum çoğunluğunun altında azınlık statüsünde yaşamak Barış için çok önemlidir.
İki toplumu şarkılı türkülü gösteriler, tiyatrolar çok çok önemlidir onlar için.
İnanmadıkları KKTC’yi ortadan kaldırmak için dört bir koldan saldırıya geçtiler. Ancak bu gayretleri boşunadır.
Kıbrıs meselesinin aktörleri sadece Rum-Yunan ikilisi ile içimizdeki aymazlar değildir.
Son sözü söyleyecek olan Miilli şuur içinde hareket eden Kıbrıs Türk Halkı ile Türkiye’dir. Bunu asla unutmayınız.
Bir de Orta Doğu’da oynanmakta olan son tangoya bakınız.
Artık işin rengi değişmiştir.
Taşlar yerinden oynadı, dengeler yeniden belirlenecektir.
ABD, İsrail ve AB bu coğrafyada istediği gibi at oynatamayacak.
Rusya ve İran kartlarını açtılar. “Biz de Varız” dediler.
Türkiye bu oyunda konumunu gayet iyi idare etmiş bulunuyor. Emperyalistlerin Kıbrıs üzerine yoğunlaşmaları bundandır.
Dediğim gibi son söz henüz söylenmedi.
Gaflet ve ihanet içinde olanların çırpınışları bundandır.