VURDU MU, VURMADI MI?

 Onlar, Türk Ecyad Kalesi’ni havaya uçurdular!
Siz, “Türk Arap’sız yaşayamaz” dediniz!

Onlar, Kâbe’nin etrafındaki Osmanlı revaklarını berhava ettiler!
Siz, Krallarına “Devlet Şeref Madalyası” taktınız. 

Onlar, Nispet yapar gibi, Türk düşmanı İngiliz casusunun Cidde’de oturduğu evi restore ettiler, kapısına “Bu ev Türklere karşı bağımsızlık savaşı vermemize yardımcı olan Lawrence’ın karargâhıdır” plaketini astılar.
Siz, Kralları öldü diye “Milli Yas” ilan ettiniz ve şanlı bayrağımızı yarıya indirttiniz!

Oysa her zaman dostları Hıristiyan Lawrence’ler, düşmanları ise Müslüman Türkler oldu!

Onlar:

Yaptıkları gökdelenlerin arasında Kâbe’yi adeta bir kulübeye çevirdiler! Kâbe’ye yüksekten bakmaktan gurur duydular!

Hiçbir zaman İsrail düşmanı olmadılar!

Hiçbir zaman İngiliz düşmanı olmadılar, Fransız düşmanı ve ABD düşmanı da olmadılar!

Müslümana kılıç çekmekten ve İslam kanı dökmekten ise hiç çekinmediler!

Vahabilik yolu ile, İslam içindeki hizip hareketinin kaynağı ve bayraktarı oldular!

Yerleri her zaman Haçlı zihniyetinin tarafı oldu!

Kızgın Arap çöllerinde kendilerine aman dileyen yaralı ve hasta Türk askerlerine dahi kılıç sallamaktan geri kalmadılar!

Yakın tarihte de Haçlı ittifakı ile birlik olup, başka bir İslam ülkesi olan Irak’ı bizzat vurdular!

Neredeyse 30 yıldan bu yana sürekli olarak İsrail ile görüştüler ve işbirliği yaptılar. Anlaştıkları en önemli konulardan biri de Ortadoğu’da Büyük Kürdistan’ın kurulması oldu. Çünkü bu yolla, İran’ın, Türkiye’nin ve Irak’ın bölge ile ilgili hayallerinin ve hedeflerinin ortadan kaldırılmasını amaçladılar. 

Siz ise; onlar ”İslam Ordusu” dediler diye, koşa koşa gittiniz. Kahraman Türk askerini bu bedevilerin kuyruğuna taktınız ve şanlı Türk sancağını da bu Hacivatlar ordusunun sancağının arkasından yürüttünüz! 

Bütün bunlara rağmen siz: “Neymiş efendim, Araplar Türklere ihanet etmiş, Arapları ihanetle suçlamak yanlış bir tutum” dediniz.

Devam ettiniz: “Araplar bizi arkadan vurdu yalanını artık bir kenara bırakmanın zamanı gelmiştir” dediniz.

Peki, Sayın Partili ve Taraflı Cumhurbaşkanı, siz şimdi bunların Kudüs davasında kimlerin yanında yer aldıklarını elbette görüyorsunuz.

Bakın şimdi de Medine Müdaifi Fahrettin Paşa’mız için “Hırsız!” diyorlar. Elbette ki duyuyorsunuz.

O zaman biz de size tekrar soruyoruz: 

Araplar Türkleri arkadan VURDU MU, VURMADI MI?

Not: Fotoğrafta gördüğünüz yer, Hicaz Türk Şehitliği’dir.

Bu haber 498 kez okundu.