World Business Assembly- 22 Mart 2015 Dünya İş Konseyi Liderler Zirvesi Konferansı İzlenimlerim

H. Çiğdem Yorgancıoğlu - Ekim 23, 2018 2:26 pm A A

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün katıldığım, günümüze  kadar Londra, Vienna, Tokyo, Berlin, Roma, Paris, Newyok gibi pek çok şehirde tertiplenen bu sene de ev sahipliğini Türkiye’nin üstlendiği Four Seasons at the Bosphorus Oteli’nde düzenlenen 35 ülkeden; işadamı, bilim adamları,(ısrarla bilim insanı yazmıyorum) politikacı, diplomat ve akademisyenlerin katılımında gerçekleşen “World Business Assembly- Dünya İş Konseyi Liderler Zirvesi”  konferansında yaptığı konuşmada, partisi için için dünyanın ilk on  ekonomisine girmenin kafi bir  hedef olmadığı ve insani gelişmişlik sıralamasında da ilk yirmi ülkeden biri olma arzusunu dile getirşi sırasında kendi adına söz vererek,  4 senelik CHP iktidarında Türkiye’de yoksulluğun  sıfırlanacağının ve , kimsenin  yoksul olmayacağının söylerken her gün genişliği ve yüksekliği artan dikey gecekondular arasında  bunu nasıl yapacağını da duymamız gerekirdi .Türkiye’ye geçen yıl  akan 5,5 milyar dolar yabancı yatırım işaret ederken, mezkur  rakam ile dünyanın Türkiye’ye hukuki ve siyasi manada verdiğini söylediği  güçlü  mesaj  anlaşılabilir kılmalıydı ve mümkünse  küresel istikbara boyun eğmeyen bir modeli  kendi politikaları ile nasıl hayata geçirip ,sonra da yaratacağı farkı da bu realitenin üzerine eklemeliydi .Türkiye’nn pek yazıktır ki faydalanamadığını öne sürdüğü kaynaklarının yanısıra, içinde vergi politikaları, kamu harcamaları, sosyal destek programları ile gelir dağılımının dengelenmesine çalışılacağına ,memlekette  çocuklar yataklarına aç girmezse, huzur bulunacağına yoksulluk İşsizlik, sefalet olduğu takdirde o ülkede barışın sağlayacağına yönelik reddedilmesi güç kelime öbeklerinden kurulu cümleler, kullanamadığımız   güc ve imkanların neler olduğunu önümüze sermedi, Diğer yadan bu imkanlardan yoksun bırakılmanın  sebeplerine ve gelişimine  dair  kök nedene inip kendilerinin nasıl bir siyaset izleyerek bu olumsuzluğu bertaraf edeceklerini de duymak isterdik. Hatta tarumar edilen kaynaklarımızın bu yollla bundan sonra ziyan edilmemesi ve edilmiş olanların telafisi yolunda güdecekleri politikaları.  Siyasi ve iktisadi  stratejilerinin  “katılımcı demokrasi, rekabetçi ekonomiye dayalı , üretkenliği esas alan  yatırımlardan söz etmesi ve iktisadi  ilerlemelerden cemiyeti yararlandırmak, kalkınmadan elde edilen artıları koruyacağını söylemek yetmez bunların adil olarak nasıl paylaşılacağını ve metodolojinin nasıl işlevsel kılınabileceği de hatırlanmalıdır.

Vergi denetiminin siyasallaşmaması için ekonomik istikrarı gözeterek Gelir İdaresi Başkanlığı’nın ne şekilde  özerkleştirileceğini anlamalıyız, mali disiplinden ödün vermemekten , Merkez Bankası’nı enflasyonla mücadele ve sürdürülebilir büyüme açısında çapa olarak görmeye yüklenen anlam nedir? Evvela finans kesimindekiler olmak üzere düzenleyici denetleyici kurumların sistematik riskleri önlemedeki rolünün kendileri için önemli olmasının bizim açımızdan önemli olmadığı varsayılmıyora bu öneme binaen risklerin önlenmelerine dair fikir açıcı cümleler işitmenin vatandaş üzerindeki inandırıcılık rolunün yüksek olduğunu bilmeyenler konuşmadığına gore duymayı hakettiklerimiz duyduklarımızın üzerinde kalıyor. Kime neyin peşkeş çekildiğini ortaya koymanın yetmediğini, sosyal medyanın çok hızlı bir şekilde ortaya koyduğu zamanları yaşıyoruz. Bu nedenle yöntem göstermeden problem şu, müsebbibi de bu diyerek muhalefet yapılsa, muhalefet açısından  gücü iktidara taşımak güçleşeceği gibi, kafası karışık ve çözümlere dair kendisine net bir yol haritası sunulmamış halkın, kimbilir bunların da ne menfaatleri var, bu siyasi elit kimbilir ne şekilde zenginlesecek  diyerek noksanlığını hissetiği şey veyahut şeyler her ne ise/iseler  “en azından şimdi bu iktidarla öyle ya da böyle düzensiz de olsa bir düzenimiz var  o da bozulmasın bari”  diyerek  mevcut erki güçlendirmesine katkı sağlamak neredeyse kendi kalesine gol atmakla eşdeğerdir. Yurttaşını siyasal iktidara müptela kılmak istemeyen   Genel Başkan, orta seviyede, orta gelir tuzağına kapılmamış, dünyanın gelişmiş ülkeleri ile yarışsn istediği , gencecik ve dinamik nüfusu, görkemli tarihi ile ve iyi konumu şeklinde kelimelerle tanımladığı kendi  Türkiye vizyonunda başarısızlığa yer yok. derken ve huzurla yaşanan, dünya ile rekabet edebilecek donanımlı bireyleriyle  üreten, ürettiren, yeni icatlar ve fikirler ortaya koyan Türkiye  arzusu olduğunu ortaya koyarken bu cümlecikleri ütopyadan daha yakınsak bir mercek üzerine çekerek ,bizi yakınlaştırdığını söylemem de pek mümkün değil. Bir de dilbilgisi açısından bakacak olursak “gencecik” gibi ifadelerle küçültme ve yapım eki kullandığımız zaafiyet yüklü sözcüklerde kudreti nereye kadar taşıyabiliriz bu da büyük bir istifhamdır.Mesele muhalefetlere de muhalefet  ederek muhalefeti güçlendirmek ise o amaca da hizmet etti belki yazım lakin fikriyatım topyekun bir uyanışta bizim iktidardan da muhaefetten de neleri soracağımızı bileceğimiz bir farkındalığın kapısını açmaktır Batıya eklemlenmiş tüm yapıların sorunsal kilit mekanizmalarına baktığımızda elimizde bircikliği olan bir anahtar değil sadece her kapıya uyacağı düşünülen maymuncuk olduklarını farketmek de bugün için yetsin dileyelim. Ben bu gece mevcut yapı ile önerilen arasında sosyal ve beşeri anlamda  hakkaniyete giden muteber yapıyı ve ona gidecek  disiplinler arası bir bakış açısını göremedi isem gözlerimin buğusunu siliyorum, hep beraber silersek o zaman da dönüşümün vakti gelmiştir . Bir sabah bir uyanıyorsunz Merkez Bankası Darphane ve Damga Matbaası olmaktan arınmış olur mu olur.Liderler bize bunun nasıl dönüştürüleceğini anlatsın.  Uzmanlar kısmi güneş tutulması ardından gelen ekinoks sonrası biraz kafa karıstırmak iyidir, topakları çözer diyor hepimize iyi  bir hafta dileği ile.    H.Çiğdem Yorgancıoğlu  Ekonomi Haber

Bu haber 685 kez okundu.
H. Çiğdem Yorgancıoğlu - 2:26 pm A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.