AĞAÇKAKAN

Anavatanı Türkiye…

Bütün dünyaya Anadolu’dan yayıldı.

Çok ama çok değerli bir cins.

Kutsal kitaplar bile ondan bahsediyor.

Eski Ahit’e göre refahın ve bolluğun sembolü odur.

Sadece Eski Ahit mi?

Hayır.

Tüm kutsal kitaplarda O; kutsallığın, bolluğun, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın, arınmanın ve yeniden doğuşun sembolüdür.

Hâkimler Kitabı’nda geçen bir öyküye göre; ağaçlar kendilerine bir kral seçmek istediklerinde ilk olarak ona başvurmuşlardı.

Eski Mısır’da tanrısal erdemlere o eşlik ederdi. Firavun Tutankamon’un başındaki onu tasvir eden taç, adaletin tacıydı.

Antik Yunan’daki Solon Kanunları’ndan öğreniyoruz ki, onu kesenlere antik dönemde bile çok ağır cezalar veriliyordu.

Çünkü o bütün insanlık içinde aynı zamanda barışın sembolü, uzlaşmanın sembolü.

Ömrü uzun, tam 2000 yıl yaşayabiliyor.

Durun hele!

“Ne Ağaçkakanmış arkadaş” demeyin.

Biz burada bir ağaçkakandan değil, ağaçkakanların zarar verdiği bir ağaçtan bahsediyoruz.

Zeytin ağacından.

Hani Tufan’dan sonra Nuh Aleyhisselam’ın gemisinden keşif için gönderdiği güvercinin ağzında gemiye getirdiği dalın ağacı olan zeytin.

Kökünden yaprağının ucuna kadar; fayda, besin, lezzet, şifa ve para demek.

O kadar şanslıyız ki, dünyadaki zeytin ağaçlarının % 13’ü bizde.

Dünya zeytinyağı üretiminin % 6’sını biz tek başımıza üretiyoruz.

Yani ağaçların en kıymetlisi zeytin…

Ege’nin en kıymetli arazileri ise zeytinlik…

Manisa, Aydın, Muğla, İzmir, Balıkesir, Bursa… Her yer zeytinlik, her yer bereket…

Üstelik bu şifa ve bereket tarlaları ya denizin kenarında ya da denize yakın.

Deniz demek; son yıllarda turizm demek, turist demek, altın yumurtlayan tavuk demek, yani para demek!

Zeytinlik de altın yumurtlayan tavuk demek. Ama yumurtalarını yıldan yıla bir kez veren ve iklim koşulları iyi gitmezse bazı yıllar hiç vermeyen bir tavuk 

İşte bu yüzden zeytin ağaçlarımızı büyük bir tehlike bekliyor.

Yıldan yıla bir kez yumurtlayan bu tavuğu keserseniz ve kümesin, pardon tarlanın üzerine lüks bir otel dikerseniz… Sizi değil, yandaş kandaş bütün sülalenizi zengin eder.

İşte bu yüzden zeytinlerimizi kesecekler!

TBMM Sanayi Komisyonu, geçen günkü toplantısında 3573 sayılı Zeytin Yasası’nın “zeytinlik alanlara 3 kilometre mesafede zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak hiçbir tesis yapılamaz ve işletilemez” diyen maddesini kaldırdı.

Yerine ne mi getiriliyor?

“Zeytin sahaları içinde ya da bu sahalara en az 3 kilometre mesafedeki zeytinliklerin bitkisel gelişimi ve çoğalmalarını engelleyecek, kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamaz ve işletilemez. Ancak alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartı ile Bakanlıklar ve kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilir” hükmü getiriliyor ve deniliyor ki; eğer birleri izinsiz olarak zeytin ağaçlarını keserlerse ağaç başına cezası 2 bin lira olacaktır.

Düşünün bir kere, tam 2.000 yıllık bir zeytin ağacını korsan olarak keseceksiniz ama sadece 2 bin lira (yıl başına 1 lira düşüyor!) ödeyeceksiniz! Ondan sonra da o arazide istediğiniz betonlaşmayı yapabileceksiniz!

Tam da “Ne ala, Mualla” dedirten türden.

Çünkü para babaları için 2000 lira ne ki?

İşte bu yüzden, olay ciddi…

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tan bu konuda diyor ki; “Eğer tasarı yasalaşırsa, bir gecede 100 milyon zeytin ağacının kesilebilir!”

“O kadar da değil, hadi canım sende” diyenleri duyar gibiyim.

Peki, 2014 yılında termikçi bir şirket tarafından; üstelik kanunlarımız da hiçe sayılarak Soma’nın Yırca Köyü’nde bir gecede tam 6 bin zeytin ağacı kesilmedi mi, buldozerlerle köklenmedi mi?

Sayın AKP Hükümeti! Böyle bir kanun çıkararak ne yapmaya çalışıyorsunuz?

Sanayinin geliştirilmesi için bütün arazileri bitirdik de sıra zeytinliklerimize mi geldi?

Önünü açmak suretiyle kestirip, kökletip talan ettireceğiniz zeytinliklerimizin arazilerini kimlere vereceksiniz?

Kimleri zengin edeceksiniz?

Sizin için her şey para mı?

Sağlığın, şifanın hiç mi değeri yok?

Her şey yandaş ve kandaş için mi?

Yeşil deyince aklınıza sadece dolarlar mı geliyor?

İhtimal vermem, ama yoksa siz de “Zeytin ağacı, Yahudi Ağacıdır! Görüldüğü yerde kesilmelidir!” diye düşünen yobazlardan mısınız?

Peki, sizin ağaçla ve yeşille derdiniz nedir?

Pardon ama siz millete hizmet etmeye çalışan bir hükümet misiniz?

Yoksa önüne gelen her ağacı delip parçalayan ve daha sonra da bölgeye yuvalanan bir Ağaçkakan mısınız?