Ankara’nın Başkent olma yıldönümü kutlu olsun

 A, N, K, A, R, A;  Yüzlerce yıl önce, 1290’larda yazılmış bir kitap. Kitabın yazarı Konyalı Baba Müştak.   Kitabın bir yerinde şöyle yazılıdır; “Gün gelecek Türk’ün başkenti Ankara olacak.”  O dönemde Ankara’yı bilen eden yok. Çünkü Ankara sıradan bir köy… Çobanların keçi otlattığı bir mera…  Âlim iyi anlaşılsın diye de harf harf açıklamış: Başkentin adı şu harflerle yazılır; A, N, K, A, R, A  600 yıl önceden Türk’ün başkentini bilmek? Dünya madde âleminden ibaret değil. Bir de manevi âlem var…  1924 yılının 13 Ekim günü, zorlu ve şerefli bir Kurtuluş Savaşı’nı geride bırakmış olan Türkiye Büyük Millet Meclisi önemli bir karara imza atıyordu;  “Artık başkent Ankara’dır!”  Meclis bu kararı alırken belki de bu takdirin ta ezelde belirlendiğini hiç düşünmemişti bile. Ama birisi var ki o düşünmüştü.  O kişi ise; Roma’nın kuvvetli komutanı Augustus’un maddi ihtiras ve kudretinin sembolü olan ihtişamlı sarayının yerine tevazuunun şahikası olan tekkesini konduran Hacı Bayram Veli’ydi.  Hacı Bayram Veli Hazretleri asırları aşan engin bakışı ve ilahi sezişiyle gelip, o dönemin küçücük Ankara Kasabasına tekkesini kurmuştu. Bu ilahi bir sevkti. Çünkü Ankara İstanbul’un bıraktığı ihtişamı devralmaya ve Tanrı’nın Türk milleti için takdir ettiği ikinci Ergenekon çıkışına beşiklik yapmaya gebeydi.  O Hacı Bayram Veli ki; İstanbul’un fethinin kime nasip olacağını da önceden bilen gönül ve mana erlerimizden birisidir.    Benzer bir haberi de Hacı Bayram Veli’nin ‘gönül ehli’ müridi Uşşaki Baba veriyor. 1700’lerde vefat eden Uşşaki Baba şifreli olarak yazmış olduğu bir şiirinde aynı Baba Müştak gibi Ankara’nın harflerini tek tek sayarak, “Bu yer, İstanbul ile hemşeri olacak” diyor.   Hacı Bayram Veli önemli, Mana önemli çünkü bu yüce millet hep mana üzere yükselmiştir. İşte gönül heybesinden bugün çıkanlar da bunlar oldu.  Sizce tesadüf mü? Mana üzere ve hoşça kalınız  Yazar Hasip Sarıgöz