Değerli basın mensupları ve Büyük Türk Milleti!
Adına ne denirse denilsin, ne yazık ki bu günlerde, yeni bir ihanet projesi ile daha karşı karşıya bulunuyoruz.
Türk Milleti’ne kurulan bu son tezgâh; Hendek Operasyonları ile, Kıbrıs Savaşı’ndan çok daha fazla şehit vererek başlarına geçirdiğimiz “Çözüm Süreci Tezgâhı”nın güncellenmiş yeni bir sürümü ve bize daha önce de yedirilmek istenen ekşimiş yemeğin uluslararası baharatlarla karıştırılarak yeniden önümüze konulmuş halidir.
Ve bu mücadele adına çok büyük kayıplar vermiş ve çok büyük acılar çekmiş bir millet düşünün…
Asker, polis ve korucu olmak üzere bugüne kadar tam 9.000 şehit verdik!
Buna ilave olarak, 5.000 şehit daha… Kim bunlar? Sivil vatandaşlar, masum bebekler, sadece işlerini yapmaya çalışan memur, öğretmen ve imamlar!
Kolu, bacağı veya gözü olmayan tam 25.000 gazi!
En az 20.000 yetim çocuk!
En az 10.000 gözü yaşlı dul eş!
Eğer bu eli kanlı terör örgütüne katılmamış olsalardı, memlekete çok büyük yararlılıklar gösterebilecek olan, bu toprakların talihsiz çocuklarını da katarsak, Türkiye’nin tam 60.000 insan kaybı vardır! Bu rakam dünyadaki birçok ülkenin nüfusundan çok daha fazladır.
Yalnızca can kaybı da değil, eğer doğru ve stratejik alanlarda kullanılabilseydi ülkemizi dünyanın en üst ligine çıkarabilecek olan 400 milyar doların üzerinde bir maddi kayıp!
Yiten can, akan kan, acı, gözyaşı, boşa geçen zaman ve havaya savrulan yüz milyar dolarlar!
Ve bütün bunların müsebbibi olarak, yargılanıp idama ve ardından da ağırlaştırılmış müebbet hapsine çarptırılmış, yaklaşık 30 yıldır Türkiye’nin cezaevinde tuttuğu bir cani!
Fakat ne günlere kaldık ki, tam 30 yıldır hapiste tutulan bir bebek katilinden medet umulur hale gelinmiştir.
Uzun zamandır beklenen açıklamayı hep birlikte izledik.
Anlaşılan o ki, kirli pazarlıklar daha yeni başlıyor. Uyanık davranan Bebek Katili Apo, Hükümeti Kandil ile baş başa bırakmıştır. Bu çağrıyı kabul etmiş gibi görünen Kandil’deki eşkıyalar ise toplanacak kongreyi bizzat Öcalan’ın yönetmesini talep etmiştir.
Açıklamanın önce Kürtçe yapılmış olması bile Türk Milleti’ne yapılan dayatma hakkında bir ipucu vermektedir. Bundan da ötesi “Türk Devleti’nin resmi dili Türkçedir” diyen anayasamıza karşı bir isyan çağrısı niteliğindedir!
Bölgemizde aynı bir ahtapot gibi yayılmış olan terör örgütü: En üstteki sözde devlet yapılanması olan KCK yapılanması altında; Türkiye kolu PKK, Irak kolu PÇDK, Suriye kolu PYD ve İran kolu PEJAK olarak, dört farklı ülkede faaliyette bulunmaktadır. Hepsi aynı başa bağlı, aynı kirli amaçları güden ve birbirinden hiçbir farkı olmayan terör kollarıdır.
Öncelikli olarak, bu olgunun AKP ve payandaları tarafından bütüncül bir düşünce yapısı ile anlaşılmadığı görülmektedir.
Yapılan açıklamada sadece KCK’nın Türkiye kolu olan PKK’ya yapılan bir çağrı vardır. PCDK, PYD ve PEJAK kurnazca bu çağrının dışında bırakılmıştır. PKK’nın çok büyük bir bölümü ise zaten PYD içerisinde toplanmış vaziyettedir.
PKK kendini feshettiğini söyleyerek, içinde barınacağı PYD’yi Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarına karşı korumayı hedeflemektedir.
Çünkü Türkiye dışında PYD’yi terör örgütü olarak tanımlayan başka bir devlet yoktur.
Sonuç olarak PKK; Öcalan, AKP ve MHP tarafından yapılan ortak bir hülle ile tamamen PYD’ye ve PKK/PYD de bölgede bir terör devletine dönüşme yoluna girmiştir.
Türk Milleti açısından son derece tehlikeli olan bu süreci başta ABD olmak üzere bütün emperyalist Türk düşmanları ellerini ovuşturarak ve memnuniyetle izlemektedirler.
Ülkemize çok büyük bir kazık daha atılmak üzeredir ve bu nedenle önümüzdeki günler birçok çalkantı ve kaosa gebe olacaktır!
Bizler, gücünü yalnızca Büyük Türk Milleti’nden alan Gücümüz Anadolu Platformu olarak Türk Milleti adına soruyoruz:
*Böylesine tehlikeli bir sürece girilirken gazilerimize, şehit ailelerine ve Devlet’in asıl sahibi olan millete sorulmuş mudur?
*Türk devleti bu kadar aciz midir ki, bir terörist başından medet ummaktadır?
*Hükümet teröre verdiği gayeyi ve Terörist Başı’na vermiş olduğu payeyi hangi yetkiyle vermektedir?
*Ortada savaşan iki eşit devlet mi vardır ki, PKK’nın ilan ettiği sözde ateşkes, Hükümet tarafından memnuniyetle karşılanmıştır?
*Girilen bu çıkmaz sokakta Bahçeli hangi yetki ve salahiyetle ve başrol oynamıştır, Millet MHP veya Bahçeli’ye böyle bir yetki mi vermiştir?
Bizler GAP olarak yüreklerimiz yanarak haykırıyoruz:
Birinci açılım veya çözüm süreci sonrasında, bu canilerce kurulan hendek ve barikatlarda Kıbrıs Savaşı’ndakinden çok daha fazla vatan evladını kaybettiğimizi unutmadık!
Yiten canları, akan kan ve gözyaşlarını, çekilen çile ve acıları, şehit yakınlarının arşa ulaşan feryatlarını unutmadık!
Yasalarımız çerçevesinde, önce idama sonra da ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırılan bir cani; sebep ne olursa olsun, dışarıya çıkartılamaz!
Bütün bu yeltenişler büyük bir suçtur ve dahi millet vicdanında asla kabul görmemektedir!
Bu sürece sevinenler sadece emperyalist ve bölücü Türk düşmanlarıdır!
Böyle bir rezilliği asla kabul etmiyoruz.
Binlerce askerin, binlerce sivilin ve dahi bebeklerin katili olan bu teröristi muhatap alıp dev ekranlarda açıklamasını verdiren;
Asıl hedef terörsüz Türkiye değil, Türksüz bir Türkiye’dir!
Biz bu tuzağa düşmeyeceğiz, Türk öğüten bu değirmene su taşımayacağız
Hükümetin anayasa değişikliği için bunu bir kaldıraç olarak kullanmasına da izin vermeyeceğiz!
Türk milleti kendini ve devletini acz içinde göstermek isteyenleri affetmeyecektir, dün olduğu gibi, bu gün de İstiklâlini, Cumhuriyetini ve Vatanını ne pahasına olursa olsun muhafaza ve müdafaa etmeye devam edecektir.
Son çağrımız da Ana Muhalefet Partisi olan CHP’yedir. Eğer ki, CHP; hala Atatürk’ün kurduğu bir partiyse, artık safını net olarak belirlemeli ve Türk milletinin yanında yer almalıdır.
Çünkü Türk Milleti; yanında duranları da, karşısında duranları da bilecek üstün bir idraka ve günü geldiğinde yapılan her kötülüğün hesabını soracak büyük de bir kudrete sahiptir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
GÜCÜMÜZ ANADOLU PLATFORMU