KIBRIS ŞEHİTLERİMİZ

Musa Baykal - Ekim 23, 2018 2:14 pm A A

  Akdeniz’in ortasında “ellere kalmış bir kuğu” gibi, “önü Türkiye’ye dönük bir gemi” gibi yüzen; nişan yüzüğü bekler gibi parmağını Türkiye’ye uzatan… Bir “vatan parçası” Kıbrıs,Hz. Osman’ın halifeliğinde fethedildi.Kıbrıs’ın  fethinde  başta Peygamberimizin halası Hala Sultan kabri ziyarete açık olmak üzere 40 sahabenin şehit olduğu tespitlidir. Kudüs’ü terk eden tapınak şövalyesi haçlılar İngiliz Aslan Yürekli Richard  öncülüğünde Kıbrıs’ı işgal ederek müslümanlardan geri aldılar. Selahattin Eyyubi ve Kudüs’ün haçlılardan alınışını anlatan meşhur “Cennetin Krallığı” filminde de bu olay işlenmişti. Haçlılar Kıbrıs’ta Fransız bir derebeyine sattılar onlardan da Venedikliler aldı.Kıbrıs’ı elinde tutan Hristiyanlar,Osmanlılara anlaşma ile vergi ödüyordu. Osmanlı Türkleri yaptıkları anlaşmadan dönemezdi.Kıbrıs ticaret ve hac yolu üzerinde idi. Şeyhülislam Ebussuud Efendi fetva verdi;“Bütün müslümanların iyiliği için Kıbrıs vergileri yerine fethedilecektir” O zaman ki Türk islam birliğini  temsil eden Osmanlı atalarımız mevcut askerin dışında,ülkenin her yerinden,Diyarbakır’dan 200 gönüllü, Aydın’dan, Rodos’tan, Karadeniz bölgesinden Musul’dan, hatta Mısır’dan gönüllüler Kıbrıs kuşatmasına katıldı.Kuşatma bir yıl sürdü.Başkumandan Lâla Mustafa Paşa, etrafa tellallar saldı. Halkın mal ve canının emniyette olduğunu ilân ettirdi. Orduya ne lâzım olduysa İstanbul’daki fiyatına halktan alınıyordu. Hâlbuki Venedikliler, zorla ve ucuz alıyordu. Yerli halk, Osmanlıların idaresini sevdi. Kilis sancak beyi,Kafkasyalı Canpolat Bey’in  28 Mayıs 1571 yılında atıyla Magusa Kalesi’nin savunma çarkına atlayıp kalenin surlarını patlatıp üstün kahramanlıkla şehit düşmesiyle kuşatmanın kaderi bizim lehimize döndü. Canpolat Bey’in Türbesi Magusa kalesindedir. Kıbrıs’ta bir yıl öğretmenlik yapan milli şairimiz Arif Nihat Asya, Kıbrıs rubaisinde    Canbolat’ın ölüm çarkında  şehit oluşunu, parçalanan atını,gazânın al atı ve Canbolat Magosa’da uyuyan şehit, mecazi ilan şu şekilde destanlaştırdı… “Sen, kişnemelerle, ey gazânın al atı;Sen, Tanrı sözüyle, ey şehitlik beratı;Sen, mehterlerle ceddimin saltanatı;Birlikte gelip uyandırın Canbolat’ı!” Kıbrıs işte bu şartlarda fethedildi.  Haçlılar kaleyi anlaşma uyarınca teslim ettiler. Fakat esir düşen 50 gazimizi serbest bırakacaklarına dair sözlerini tutmadılar.Şehit ettiler.Bunun üzerine Lala Mustafa  Paşa sözlerini tutmadıkları için misilleme ve kısas yaparak haçlılardan elli kişiyi ve emri veren komutanlarını astırdı. Çok sonraları Kıbrıs’ta  savaş  uçağı düşen Cengiz Topel’i de esirken Rumlar işkence ile şehit edeceklerdir. Arif Nihat Asya Kıbrıs Rubaisinde  Kıbrıs meselesini medeniyet çarpışması olarak görmüştür;(makarios -kapkara bir gölge) “Bir kapkara gölge… Kıbrıs’ın damgası bu!Birlikte, beraber yaşamak dalgası bu!Zannetme ki boşluktaki sesler boşuna:Çanlarla ezanların ağız kavgası bu! “ Atalarımız 307 yıllık Osmanlı yönetiminde hristiyan kiliselerine zarar vermediği gibi onlara din serbestliği de tanıyarak özgür bırakmışlardır.Daha önce katolik baskısında olan ortodoksların hakları geri verdiler… 1878’e gelindiğinde Osmanlı Devleti ile Rusya arasında savaş çıkması üzerine İngiltere, bizden  adayı alınca Kıbrıs Türk’ünün çilesi başladı… Ta ki 20 Temmuz 1974’te ki Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar…Artık kötü günler bitmişti.Şairler,20 Temmuz 1974’te nezdinde Kıbrıs şehitlerimizi bir daha ebedileştirmiştir. “Binlerce yiğit başı,Uçuyorken semada,Can verdi şehitlerimBayraklaştı, Kıbrıs’ta” İşte bu şekilde  Kıbrıs, 20 Temmuz Barış Harekatı ile İskenderun Körfezi’ndeki yerine yerleştirilmesi gereken; koparıldığı haritadaki yerine tekrar dikilmiştir. 

Bu haber 447 kez okundu.
Musa Baykal - 2:14 pm A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.