RAHMET,MİNNET VE SAYGIYLA ANIYORUM

Temel Atay - Eylül 7, 2018 3:35 am A A

 MİLLİ ŞAİRİMİZİ VEFATININ 80NCİ YILINDA RAHMET,MİNNET VE SAYGIYLA ANIYORUM.
Memkeket sahipsiz (şairsiz kaldı) gibi bir söz demiştir Peyami Safa istiklâl şairini kaybedince …

Kolay kazanılmadığını bu cennet vatanımızın ve sahip çıkmazsak batacağını ve kaybedeceğimizi de taa o zamanlardan görüp yazan/söyleyen şairimizin bugün ölüm yıldönümü. 

Evet kolay olmamıştır ve bu zorluğu yazı ve şiirleriyle anlatan seçkin şaairlerimiz iyi ki var diyorum arada bir araştırdığımda ve okuduğum da tarihimizi. 

Evet Şair Mehmet Akif Ersoy’un Doğum Yıldönümüydü 20 Aralık , kaçımızın hatırında, kaçımız dua’daydı bu büyük şair’e orasını Mevlam biliyor elbette.

Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı: 
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı ! …. demişti büyük şair 17 Şubat 1921’de .

Dilerseniz konuya dair beğeni ve gurur ile okuduğum haber tadında ki bu değerli paylaşımı birlikte okuyalım, hem kısaca büyük şairin hayatını hatırlamış olur hem de neler yazılmış öğrenmis oluruz. 

” İstiklal Marşı’nın söz yazarı Mehmet Akif Ersoy’un bugün doğum yıldönümü… 20 Aralık 1873’te İstanbul’da doğan Arnavut asıllı Türk şair Ersoy, ’vatan şairi’ ya da ’milli şair’ olarak da anılıyor. Mehmet Akif, ilköğrenimi döneminde Arapça, ortaöğreniminde de Farsça öğrendi. Mülkiye İdadisinde babasının vefatıyla aile yoksulluğa düşünce okulu bırakan Mehmet Akif, Tarım ve Veterinerlik Okulu’na kaydoldu. Okulun son iki yılında şiire olan ilgisi yoğunlaştı. Okulunu 1893 yılında birincilikle bitirdi. 

Mezuniyetinden sonra bir yandan Fransızcasını geliştiren Mehmet Akif, bir yandan da Kuran’ı ezberleyerek hafız oldu. Bu dönemde Akif’in bazı şiirleri dergilerde yayımlanmaya başladı. 

Okulun bitmesiyle memurluk hayatına başlayan şair, 1913 yılına kadar Ziraat Bakanlığı’nda çalıştı. Mehmet Akif 1898 yılında İsmet Hanım’la evlendi ve bu evlilikten altı çocuğu dünyaya geldi. 

Edebiyata olan ilgisi artan Mehmet Akif, edebiyat öğretmenliği yapmaya başladı. Akif’in yazıları ve şiirleri bu süre içerisinde Servet-i Fünun Dergisi’nde yayımlandı. 2. Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra Darülfünun’da ’Osmanlı Edebiyatı’ dersleri de vermeye başlayan Mehmet Akif, Sırat-ı Müstakim dergisinin başyazarlığını da yaptı. Mehmet Akif’in hemen hemen bütün şiir ve yazıları bu iki dergide yayımlandı. Mehmet Akif, yazılarında ve camilerde verdiği vaazlarda benimsediği ’islam birliği’ görüşünü yaymaya çalışmıştır. 1913’te kurulan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti’nde Recaizade Ekrem, Abdülhak Hamit, Süleyman Nazif, Cenap Şahabettin ile beraber çalıştı. 
TBMM’nin açılmasından sonra Mustafa Kemal’in çağrısıyla milletvekili seçildi. 

– İSTİKLAL MARŞI’NI YAZMASI- 
Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey’in ricasıyla ulusal marş yarışmasına katılan Mehmet Akif, önce verilen para ödülü nedeniyle yarışmaya katılmayı reddetti. Daha sonra ikna edilen Mehmet Akif, orduya ithaf ettiği İstiklal Marşı’nı 17 Şubat 1921’de yayımladı. İstiklal Marşı 12 Mart’ta ’ulusal marş’ olarak kabul edildi. İstiklal madalyası ile ödüllendirilen Akif, birkaç sene yazları İstanbul’da, kışları Mısır’da geçirdi, 1926 kışından sonra ise uzun süre Mısır’da kaldı. Daha sonra siroz hastalığına tutulan Mehmet Akif, 1936’da tedavi için döndüğü İstanbul’da hayatını kaybetti. ( tıpkı ulu önder Atatürk gibi siroz hastalığından oldu ölümü )

– EDEBİ HAYATI- 
Mehmet Akif’in ilk şiiri ’Kuran’a Hitap’ başlığını taşır. Hikayelerinde halkın dertlerini anlatan ünlü şair, Balkan Savaşı yıllarından itibaren destansı şiirler yazdı. İlk büyük destanı, ’Çanakkale Şehitleri’ne’ şiiridir. İkinci büyük destanı ise Bursa’nın işgali üzerine yazdığı ’Bülbül’ adlı şiiridir. Şairin üçüncü ve en önemli eseri ’İstiklal Marşı’dır. 

’Sanat sanat içindir’ görüşüne karşı çıkan Mehmet Akif, dini edebiyat tarzı benimsemişti. 
Şairin Safahat adı altında toplanan şiirleri 7 kitaptan oluşuyor. 
(Kaynak: – MEHMET AKİF ERSOY FİKİR VE SANAT EVİ )

Evet..

Şairlik imgelerle dans etmekle birlikte vatana toprak olmaktır birazda, Rahmetli Mehmet Akif Ersoy’dan öğrendik bunu ilk önce.
Bu zamanda memleketin durumuna Necip Fazıl Kısakürek özet ile dillerimizi;

“1400 e bir yıl var, yaklaştı zamanımız
Bu asırda gelir mi dersin kahramanımız” dizeleri ile yaksada, yine Mehmet Akif Ersoy’un ;

“Korkma,sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; 
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. 
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; 
O benimdir, o benim milletimindir ancak. “

efsanesi okundukça su serpiliyor yanan yüreklerimize.

Bulunduğumuz zamanda eskilerin değeri azaldıkça anma törenleri şöyle dursun Fatiha bile okumak gelmiyor aslında unutulmaması gerken efsaneler için akıllara… (maalesef)

Allah RIZASI için diyorum en azından değerlerimizi/efsanelerimizi senede 1 gün de olsa unutmayalım ve verdikleri onca kıymetli emanetlere bir duâ ile karşılık vermeye çalışalım…

Efsane Mehmet Akif ERSOY – iyi ki vatana doğmuşsun büyük şâir! 
iyi ki var olmuşsun..
Nur içinde yat İstiklal şehidi, nur içinde uyu! 

Ve duâ et bizlere olduğun cennetinden!


Bu haber 550 kez okundu.
Temel Atay - 3:35 am A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.